Yusuf Akçura
ANSIKLOPEDI
4/22/20252 min read


Yusuf Akçura, yalnızca bir düşünür değil, Türk modernleşmesinin ve milli devlet fikrinin öncülerinden biri olarak Türk siyasal tarihinin en önemli aydınlarındandır. 1876 yılında Kazan’da doğan Akçura, ilk eğitimini Rusya’da aldıktan sonra İstanbul’a gelerek Harbiye Mektebi’ne girmiş; daha sonra Paris’te Siyasal Bilgiler Okulu’nda (École Libre des Sciences Politiques) eğitim görerek dönemin en ileri fikir akımlarıyla doğrudan temas kurmuştur.
1904 yılında yayımladığı “Üç Tarz-ı Siyaset” başlıklı makalesi, onun düşünsel mirasının temel taşını oluşturur. Bu yazıda Akçura; Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük ideolojilerini analiz ederek, Osmanlı İmparatorluğu’nun geleceği açısından en gerçekçi ve uygulanabilir yolun Türk milliyetçiliği olduğunu savunur. Akçura’ya göre çok uluslu imparatorluk çökmekte, İslam ümmeti fikri parçalanmakta ve Osmanlılık kimliği artık aidiyet üretmemektedir. Bu koşullarda, Türklerin etrafında şekillenecek bir milli kimlik ve milli devlet, çağın gereklerine uygun tek çözüm olarak belirir.
Onun bu önermesi, başlangıçta Jön Türk çevrelerinde tartışmalı bulunmuşsa da, özellikle I. Dünya Savaşı sonrasında ve Milli Mücadele yıllarında tarihsel doğruluğu daha net biçimde ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, esasen Akçura’nın yıllar önce işaret ettiği fikrî güzergâhın pratikleşmiş halidir.
Yusuf Akçura, sadece fikirleriyle değil, kurumsal katkılarıyla da Cumhuriyet’in inşa sürecinde etkili olmuştur. Türk Yurdu dergisinin ve Türk Ocağı’nın kurucularındandır. 1923 sonrası dönemde, Cumhuriyet rejimini ve Atatürk'ün reformlarını açıkça desteklemiş, TBMM'de milletvekilliği yapmış ve 1932 yılında kurulan Türk Tarih Kurumu'nun ilk başkanlığına getirilmiştir. Bu görevi, onun tarih anlayışını ulusal bir çerçevede yeniden inşa etme idealinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Yusuf Akçura’nın çizdiği düşünsel hat, Kemalist ideolojinin seküler, halkçı, milliyetçi ve Batıcı damarlarıyla doğrudan uyumludur. O, ne ümmetçi bir romantik ne de Batıcı bir taklitçidir; yerli ve rasyonel bir milliyetçilik anlayışının temsilcisidir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin milli kimliğinin şekillenmesinde fikir öncüsü olarak hak ettiği yeri korumaktadır.
1935 yılında İstanbul’da vefat eden Yusuf Akçura, Cumhuriyet’in fikir babalarından biri olarak düşünsel mirasıyla yaşamaya devam etmektedir. Türk aydınlanmasının öncülerinden biri olan bu büyük düşünür, özellikle 21. yüzyılın kimlik tartışmaları bağlamında yeniden okunması gereken bir isimdir.