Uğur Mumcu

ANSIKLOPEDI

4/21/20252 min read

Uğur Mumcu Kimdir?
Uğur Mumcu Kimdir?

Uğur Mumcu, Cumhuriyet'in temel değerlerine bağlılığı, laiklik ve hukukun üstünlüğü konusundaki ısrarı, derin araştırmacılığı ve tavizsiz gazeteciliğiyle Türkiye’de aydınlanma mücadelesinin simge isimlerinden biri haline gelmiştir. 22 Ağustos 1942’de Kırşehir’de doğan Mumcu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş; bir dönem akademik hayatta yer almışsa da, asıl etkisini araştırmacı gazetecilik yoluyla göstermiştir.

1960’lı yılların sonlarından itibaren kaleme aldığı yazılarla, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iç ve dış tehditleri –özellikle irticai yapılanmaları, cemaat örgütlenmelerini, istihbarat bağlantılı siyasal yapıları ve emperyalizmin uzantılarını– cesurca teşhir etmiş; bu uğurda sayısız tehdit almış, hedef gösterilmiş, baskı altına alınmış ama hiç geri adım atmamıştır.

Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan köşe yazılarıyla geniş halk kesimleri tarafından tanınan Mumcu, aynı zamanda derinlemesine yürüttüğü kitap çalışmalarıyla da dikkat çekmiştir. “Rabıta”, “Tarikat-Siyaset-Ticaret”, “Kürt-İslam Ayaklanması”, “Sakıncalı Piyade” gibi eserleri; yalnızca gazetecilik değil, aynı zamanda belgesel tarihçilik açısından da büyük önem taşır. Uğur Mumcu, araştırmalarında belgeleri ön plana çıkaran, sansasyon değil gerçeklik peşinde koşan bir çizgide yürümüştür. Özellikle dinci gericilikle yabancı istihbarat servisleri arasındaki ilişkileri ve tarikat-siyaset bağlantılarını gözler önüne sermesi, onu hedef haline getirmiştir.

Laikliğe, bağımsızlığa ve Atatürkçülüğe olan bağlılığı, Uğur Mumcu’yu sıradan bir gazeteci değil, bir Cumhuriyet aydını, bir fikri mücadele insanı kılmıştır. Onun mücadelesi sadece yazmakla sınırlı kalmamış; toplumun örgütlü cehalet karşısında aydınlatılması gerektiğine olan inancını her fırsatta dile getirmiştir. “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözü, Türkiye’deki düşünsel dağınıklığın panzehiri olarak hafızalara kazınmıştır.

24 Ocak 1993’te Ankara’daki evinin önünde, arabasına konan bombanın patlatılması sonucu suikaste kurban gitmiştir. Failleri ve azmettiricileri tam olarak ortaya çıkarılamamış, soruşturma süreci yıllar boyu karanlıkta kalmıştır. Ancak kamu vicdanında, bu cinayetin hedefinin yalnızca bir gazeteci değil; Cumhuriyetin temel değerleri ve aydınlanmacı düşünce olduğu çok açık şekilde kabul görmüştür.

Bugün Uğur Mumcu’nun adı yalnızca bir sokakta ya da bir kütüphanede değil, Türkiye’nin aydınlık geleceğine inanan her bireyin vicdanında yaşamaktadır. Onun temsil ettiği gazetecilik anlayışı, Türkiye’de özgür basının, düşünce özgürlüğünün ve Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olarak yaşamaya devam etmektedir.