Genel

TÜRKİYE’DE SANDIK GÜVENLİĞİ MESELESİ

 

Seçimlerde saha çalışması, propaganda, mitingler vs. gibi oy toplamaya yönelik çalışmalar çok önemlidir ve bilindiği üzere ülkemizde de bu faaliyetler oldukça önemsenir. Fakat işin sonunda siyasi partiler ve adaylar sahada ne kadar oy toplasalar da önemli olan sandık tutanaklarında hanelerine yazılmış olan oy sayısıdır. Dolayısıyla kullanılan oyların güvenli ve hukuki bir biçimde sayılması ve resmiyet kazanması o ana dek yapılan bütün çalışmalardan daha büyük önem arz etmektedir.

Ülkemizdeki seçmenlerin büyük bir kısmı önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinde verecekleri oyun güvenli bir şekilde tutanaklara geçirileceği ve şaibeli işler yapılmayacağı konusunda büyük endişe duyuyor ve ne yazık ki bu endişelerinde de haksız değiller. Endişelerinde haksız değiller diyorum çünkü özellikle son 10 yıldaki seçimlerde yaşananlar herkesin hafızasında canlı bir şekilde duruyor.

Peki “Son 10 yılda yapılan seçimlerde yaşananlar” derken neleri kastediyorum, bunu biraz açayım:

 

“Trafoya kedi girdi”

30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki sandık güvenliklerinin yanı sıra en büyük tartışma konusu Ankara seçimleri olmuştu. CHP’nin adayı Mansur Yavaş ve AKP’nin adayı Melih Gökçek arasında kafa kafaya geçen Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde sayımlar yapılırken, Melih Gökçek’in geriye düşmek üzere olduğu anlarda elektrik kesintileri yaşandı. O sırada oy çuvallarına müdahaleler edildiği ve okullarda kavgaların çıktığı söylendi. Daha sonra AKP’nin talebiyle neredeyse bütün sandıklar tekrar tekrar sayılmış ve Melih Gökçek rakibi Mansur Yavaş’a karşı az bir oy farkıyla seçimi kazanmıştı. CHP’nin seçim sonrası YSK’ya yaptığı birçok başvuru reddedilirken kazanan adaylara ısrarla mazbatasını vermeyen YSK, CHP’nin itirazlarının sürmesine rağmen Melih Gökçek’e mazbatasını da vermişti. Yaşanan elektrik kesintileriyle alakalı ise dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız meşhur “Trafolara kedi girdi” açıklamasını yapmıştı.

 

Mühürsüz Oylar

16 Nisan 2017’de, Türkiye’nin tek adam sistemi olan bu ucube başkanlık sistemine geçtiği halk oylamasında da durum farklı değildi. Mühürsüz olan on binlerce oyun YSK’nin seçimlerin ortasında verdiği tamamen hukuksuz kararıyla geçerli sayıldığı bu seçimde, CHP yaklaşık 2.5 milyon oya itiraz etmişti. Sonuç olarak bütün itirazlar reddedildi ve %51,41 evet oyuyla 21 Maddelik Anayasa Değişikliği kabul edilerek Türkiye başkanlık sistemi denilen bu ucube sisteme geçmiş oldu.

 

Ders niteliğinde bir seçim: 2019 İstanbul Seçimleri

31 Mart 2019 Yerel Seçimlerine ise İstanbul seçimleri damgasını vurmuştu. Bu seçim sandık güvenliği konusunda ders niteliğinde bir seçim olduğu için seçim günü ve sonrasında yaşananları çok detaylı bir şekilde hatırlatmak gerektiğini düşünüyorum:

Hatırlanacağı üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi için CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ve AKP’nin adayı Binali Yıldırım’ın yarıştığı seçimde, oy verme işleminin tamamlanmasının ardından saat 19.15’te yayın yasağı kalktı ve veri girişleri başladı. Anadolu Ajansı’nın girdiği ilk veriler ışığında CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun oy oranı %41,97 olarak görünürken AKP adayı Binali Yıldırım’ın oyu %55,03 olarak yansıtılıyordu. Saatler 20.15’i gösterdiğinde Binali Yıldırım şahsi hesabından teşekkür konuşmasını hazırladığı bir fotoğraf paylaşarak seçimleri kazandığı mesajını verdi. Açılan sandık oranı %25’leri bulduğunda aradaki fark biraz erimiş Yıldırım’ın oyları %51,83’e gerilerken İmamoğlu’nun oyları %45’e yükselmişti.

Saat 20.00’da sandıklar açıldığı andan itibaren her iki dakikada bir verileri güncelleyen Anadolu Ajansı İstanbul’da yarım saat boyunca veri girişini durdurdu. Bu durum üzerine İmamoğlu önce sosyal medya üzerinden daha sonra da 20:30’da ve 21.00’da basın mensuplarının karşısına çıkarak yetkilileri ve AA’yı uyardı.

İmamoğlu saat 22:00’de bir kez daha açıklama yaptı ve ikinci açıklamasından bu yana hala YSK ve AA’nın veri paylaşmadığını duyurdu. Bu sırada sandıkların yüzde 60’ı açılmıştı ve İmamoğlu kendi elindeki bilgilere göre Binali Yıldırım ile arasındaki farkın yüzde 5,25’e çıktığını ve kendisinin önde olduğunu duyurdu. Yeniden veri girişine başlayan AA saatler 23:23’ü gösterene kadar verileri güncelledi ve bu şekilde Yıldırım ile İmamoğlu arasındaki oy farkı 3 bine kadar düştü. İşte tam bu noktada AA bir kez daha veri girişini durdurdu. İstanbul’un tüm ilçelerinde açılan sandıklar yüzde 100’e yakın görünürken CHP’nin oy deposu olan Beşiktaş ve Kadıköy ilçelerindeki açılan sandıklar yüzde 60 ve 70 civarlarında kaldı ve buradaki veri girişleri devam etmedi.

AA veriler durmuş ve aradaki fark sadece birkaç bin olarak ekranlara yansıyorken Cumhur İttifakı adına Binali Yıldırım seçim otobüsü üzerine çıkıp toplanan AKP’lilere “İstanbul’da seçim sayımları gayri resmi sonuçları tamamlanmış bulunuyor. Bu sonuca göre İstanbul’da seçimi kazandık. Bu süreçte İstanbul halkının bize verdiği yetki için çok teşekkür ediyorum.” dedi ve bu açıklaması tüm kanallarda canlı yayınlandı. Aynı dakikalarda Ekrem İmamoğlu da bir kez daha kameraların karşısına geçmiş ve kendi oylarının önde olduğunu açıklıyordu. İmamoğlu, Yıldırım’ın seçimi kazandıklarını duyurduğu açıklamasına tepki göstererek ‘manipülasyonun bir parçası’ olduğu ifadesini kullandı. Saat 00.30’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’a ilişkin olarak “Bizim elimizdeki verilere göre, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu kazandı. Görüyoruz ki halk demokrasiden yana tavrını koydu. Sandıkları terk etmeyin.” açıklaması yaptı.

Saat 01.00’da Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’da beklenen balkon konuşmasını yaparken yanında yalnızca eşi bulunuyordu ve İstanbul Büyükşehir’in kaybedildiğini şu sözlerle duyurdu:

“Şu anda bakıyorsunuz Ankara’da ilçelerin çoğu AK Parti’de. Cumhur İttifakı’nda. Böyle bir tablo var. Şu anda İstanbul’dan buraya hareket ettiğim ana kadar, mevcut ilçe sayısından daha fazlası Cumhur İttifakı’nda veya başa baş. Bu ne demektir? Yine halkımız büyükşehiri belediye başkanı olarak verse dahi ilçeleri ne yapmış, yine AK Parti’ye vermiş.”

Erdoğan’ın bu açıklamasına rağmen Binali Yıldırım’ın zafer ilan etmesinin ardından İstanbul’da “Teşekkür” afişleri asıldı. Afişlerin fotoğraflarını paylaşan Ekrem İmamoğlu “Manipülasyon İBB eliyle sürüyor.” dedi ve hem Yıldırım’a hem de yetkililere çağrıda bulundu. İmamoğlu’nun çağrıları sonucunda afişlerden bazıları kaldırıldı.

Saat 11.00 olduğunda Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven yaptığı açıklama ile kendi ellerindeki verilere göre de İmamoğlu’nun önde olduğunu duyurdu ve AA’ya ilişkin sorulara “AA benim müşterim değil, benden veri almıyor. AA 90’lara geldiğinde ben daha yeni veri giriyordum” cevabını verdi. İstanbul’un netleşip netleşmediğine ilişkin soruyu ise “Ben netleşip netleşmediğini bilemiyorum çünkü bir itiraz süreci var. Yüzde 80’in üzerinde bir veriyi siyasi partilerle paylaştık” şeklinde yanıtladı. AA ancak Pazartesi günü saat 13:00’te son verileri girerek İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun kazandığını doğruladı.

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Seçiminin İptali

Seçim sonrası AKP ve MHP’nin itirazlarından ve medyadaki propagandasından dolayı 2 Nisan’dan 6 Mayıs’a kadar itirazların değerlendirilmesi, çoğu ilçede oyların tekrar sayılması gibi yorucu bir süreç yaşandı. Bu süreçte CHP üyeleri oy pusulalarının olduğu çuvalların başında nöbetler tuttu. Parti görevlileri ve avukatlar her sandığın tekrar sayılmasında sayımı kontrol etti. 6 Mayıs’a gelindiğinde ise AKP ve MHP’nin itirazlarını değerlendiren Yüksek Seçim Kurulu, “Kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin seçimde görevlendirilmesi” gerekçesiyle, 4’e karşı 7 oyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçimini iptal etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, ilçe belediye başkanlığı ve muhtarlıklar için yapılan seçimlerin iptal edilmediği bahse konu karar gereğince, yenilenecek seçimlerin 23 Haziran 2019 tarihinde gerçekleştirilmesine hükmedildi. Ülke içinde ve dışında çok büyük tepkilere yol açan bu karar sonrası 23 Haziran 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için tekrar seçime gidildi.

 

İmamoğlu Farkla Kazandı

Demokrasiye vurulan bu darbeden sonra 7 Mayıs’ta tekrar aday olduğunu açıklayan Ekrem İmamoğlu, AKP adayı Binali Yıldırım’a karşı etkili bir seçim süreci yönetti ve 23 Haziran günü yapılan seçimlerde rakibi Yıldırım’a yaklaşık 800 bin oy gibi büyük bir fark atarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.

 

Yapılması Gereken Aynı Şeydir

Bütün bu yaşananlardan, özellikle de son yerel seçimlerde İstanbul’da yapılanlardan da anlaşılacağı üzere ülkemizdeki seçimlerde ciddi bir sandık güvenliği problemi bulunmaktadır. Şu anki iktidar kaybedeceğini anladığı anda seçmen iradesine her türlü darbeyi vurabileceğini açıkça göstermiştir. Bundan dolayı İstanbul seçimlerinde yaşananlar ve bu yaşananlara karşı Ekrem İmamoğlu ile ekibinin verdiği mücadele önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerinde olabilecekler ve böyle bir durumda yapılması gerekenler açısından her yönüyle örnek niteliğindedir. Ekrem İmamoğlu ve ekibi bu seçimlerde sandık güvenliği konusunda çok doğru ve yerinde bir mücadele vermiş; her türlü manipülasyona, hukuksuzluğa karşı dik bir duruş sergileyerek seçmenlerin iradesine sahip çıkmıştır. Ülkemizin kaderini belirleyecek olan önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği genel seçimlerinde de yapılması gereken tamamıyla aynı şekilde seçmen iradesine sahip çıkmak olmalıdır.

Seçim günü mutlaka oy verilmeli, oy verme işlemi tamamlandığında sandıkları terk etmeyerek tutanaklar tutulana dek sayılan tüm oyları dikkatle takip etmeli, geçersiz oyların sayılmaması için gerekli itirazlar yapılmalı ve ıslak imzalı tutanaklar alındıktan sonra bu tutanakların fotoğrafları mutlaka siyasi partilerin ilçe örgütleri ve “Oy ve Ötesi” , “Türkiye Gönüllüleri” gibi platformlarla paylaşılmalıdır. Bunun yanı sıra daha önceki seçimlerde bilindiği üzere özellikle il ve ilçe merkezlerine uzak mahallelerdeki sandık güvenliği çok önemlidir. Siyasi Partiler kırsaldaki bu mahallelerdeki sandık güvenlikleri için mutlaka elbirliğiyle çalışmalı, şaibeli ve hukuksuz işlere izin verilmemelidir.

 

Türkiye İçin “Kader Seçimi”

29 Ekim günü 100. Yılını dolduracak olan ve 2002’den bu yana AKP tarafından yönetilen ülkemiz için bu seçim artık tam anlamıyla “Kader seçimidir!”.

Bu seçim ilericilerle, hukuktan ve adaletten yana olanlarla; gericilerin, hukuku ve adaleti yok edenlerin karşı karşıya geldiği seçimdir. Her türlü yolsuzluk ve hukuksuzlukla yozlaşmış iktidar partisi AKP, Hizbullahçı Hüda-Par ve şeriatçı/gerici Yeniden Refah Partisi ittifakının kazanması hiç şüphe yok ki bu ülkeyi çağ dışı, radikal İslamcı bir düzene sürükleyecektir.

Bütün bunların bilincinde olarak mutlaka sandığa gidelim, oyumuzu kullanalım ve oylarımıza sahip çıkalım. Ülkemiz ve milletimiz için aydınlık günlerin başlangıcı olan bir seçim olmasını diliyorum..

Saygılarımla..

 

 

 

 

 

Similar Posts:

Loading

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir