Türk Aydınlanması

ANSIKLOPEDI

4/21/20252 min read

Türk Aydınlanması Kimdir?
Türk Aydınlanması Kimdir?

Türk Aydınlanması, yalnızca Batı’daki aydınlanma sürecinin bir taklidi değil; kendi tarihsel, toplumsal ve kültürel zemininde kök salmış, bağımsız bir modernleşme ve özgürleşme hamlesi olarak değerlendirilmelidir. Bu süreç, özellikle Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen Cumhuriyet devrimleriyle kurumsallaşmış ve halk egemenliğine, akla, bilime ve laikliğe dayalı bir toplum düzeninin temellerini atmıştır.

Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren Tanzimat ve Islahat gibi reform girişimleriyle başlayan modernleşme çabaları, esas itibarla bürokratik elitin öncülüğünde, Batı’nın askeri ve teknolojik üstünlüğüne karşı koyma gayesiyle şekillenmişti. Ancak bu çabalar, siyasal egemenliği topluma devretmekten uzak, yüzeysel ve parçalı adımlar olmaktan öteye geçememiştir. Türk Aydınlanması’nı özgün kılan ise bu dönüşümün halkçı, bütüncül ve siyasal devrimle taçlanmış olmasıdır.

Cumhuriyetin ilanı (1923), halifeliğin kaldırılması (1924), tevhid-i tedrisat kanunu (1924), şapka ve kıyafet inkılapları (1925), harf devrimi (1928), Medeni Kanun’un kabulü (1926), kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması (1930-1934) gibi devrimler, yalnızca biçimsel değil, zihinsel dönüşümü hedefleyen bir devrimci atılımın ürünüdür. Bu adımlar sayesinde dinî otorite yerini akla, geleneksel yapılar yerini çağdaş kurumlara, kulluk zihniyeti yerini yurttaşlık bilincine bırakmıştır.

Aydınlanmacı felsefe, Atatürk tarafından yalnızca bireylerin özgürleşmesi değil, aynı zamanda ulusun bağımsızlaşması ve kendi kaderine hâkim olması için bir ön koşul olarak görülmüştür. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” sözü, bu düşüncenin özlü bir ifadesidir. Bu bağlamda Türk Aydınlanması, Batı’dan esinlenmiş olabilir, fakat özünde emperyalizme karşı kazanılmış bir bağımsızlık savaşının ürünü olarak doğmuş, kendi toplumsal gerçekliğine göre şekillenmiştir.

Kadro Dergisi, Halk Evleri, Köy Enstitüleri gibi projeler, aydınlanma hamlesinin toplumsallaştırılması yönünde atılmış önemli adımlar olmuştur. Türk Aydınlanması’nın amacı, sadece bir elit zümrenin değil, tüm halkın çağdaş dünya ile bütünleşmesini sağlamaktır.

Bugün hâlâ, eğitim sisteminin niteliği, laiklik ilkesi, bilimsel düşünceye olan yaklaşım gibi alanlarda yaşanan sorunlar, bu aydınlanma hamlesinin henüz tamamlanmadığını, Kemalist devrimlerin hâlâ güncel ve yaşamsal olduğunu göstermektedir.