Talat Paşa
ANSIKLOPEDI
4/21/20252 min read


Talat Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş döneminde öne çıkan ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin en etkili liderlerinden biri olarak tarih sahnesine damgasını vurmuş önemli bir siyasal figürdür. 1874 yılında Edirne’de doğan Talat Paşa, genç yaşta memuriyet hayatına başlamış, ancak asıl etkisini siyasi mücadele sahasında göstermiştir. 1906 yılında Selanik’te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin ve ardından İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin aktif üyesi olmuş, II. Meşrutiyet’in ilanında (1908) önemli rol oynamıştır.
1913 Babıali Baskını sonrasında kurulan ve 1913–1918 arasında Osmanlı’yı yöneten İttihat ve Terakki Hükûmeti’nin fiilen en güçlü ismi haline gelen Talat Paşa, 1917–1918 yılları arasında Sadrazamlık görevini yürütmüştür. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu, Almanya ile ittifak kurarak I. Dünya Savaşı’na girmiş, savaşın tüm yıkıcı sonuçları Talat Paşa hükümeti döneminde yaşanmıştır. Talat Paşa’nın esas amacı, parçalanmakta olan çok uluslu imparatorluk yapısı içinde devleti ayakta tutmak, güvenliği sağlamak ve Osmanlı Türk unsurunun varlığını korumaktı.
Bir savaş hükümeti olarak hareket eden İttihat ve Terakki kadrosunun en pragmatik ve siyasal açıdan en yetkin ismi olan Talat Paşa, savaş sonrasında 1918 yılında Berlin'e gitmiş, orada siyasi mülteci olarak yaşamını sürdürmüştür. 15 Mart 1921’de, Berlin’de Ermeni bir suikastçı tarafından şehit edilmiş ve naaşı uzun süre Berlin’de kalmıştır. 1943 yılında, Türkiye Cumhuriyeti tarafından düzenlenen bir devlet töreniyle İstanbul’daki Abide-i Hürriyet Anıtı’na defnedilmiştir.
Talat Paşa’nın tarihsel önemi, yalnızca Osmanlı’nın son döneminde oynadığı etkin rollerle sınırlı değildir. O, aynı zamanda Cumhuriyet devriminin zeminini hazırlayan kadroların önde gelen temsilcilerindendir. Milliyetçilik, merkezîleşme ve modernleşme politikaları, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet Türkiyesi’nde kararlılıkla uyguladığı dönüşümlerin öncülleri olarak Talat Paşa döneminde biçimlenmeye başlamıştır. Bu bağlamda Talat Paşa’nın mirası, sadece Osmanlı’nın çöküşüyle değil; aynı zamanda Cumhuriyet’in doğuşuna giden yolun taşlarını döşemesiyle de değerlendirilmelidir.
Tarihsel değerlendirmelerde onu yalnızca tehcir politikasıyla tanımlamak, hem dönemin karmaşıklığını hem de Talat Paşa’nın devlet adamlığı vasfını eksik okumaktır. Nitekim Atatürk’ün Nutuk’ta isim vermeden “fedakâr vatanseverler” arasında andığı bu nesil, Cumhuriyet’in düşünsel ve siyasal zeminini hazırlayan temel figürler arasında yer alır.