Sivas Kongresi
ANSIKLOPEDI
4/22/20252 min read


Sivas Kongresi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın yalnızca askerî değil, siyasal ve örgütsel temelinin de atıldığı en kritik toplantılardan biridir. 4–11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen bu kongre, Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında, işgal altındaki Anadolu’da dağınık haldeki yerel direnişlerin tek çatı altında birleştirildiği ve tam bağımsızlık hedefinin ilan edildiği bir siyasi eşiktir.
Kongre, Erzurum Kongresi’nin ardından yapılmış ve benzer şekilde milletin iradesini esas alan bir yapı öngörmüştür. Ancak Sivas Kongresi, yalnızca bölgesel değil, ulusal çapta temsilcilerin katılımıyla düzenlenmiş olması itibarıyla daha geniş kapsamlıdır. Toplantıya Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, çeşitli illerden gelen delegeler ve bazı bağımsız temsilciler katılmıştır.
Kongrede alınan en önemli karar, tüm direniş cemiyetlerinin “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmesi olmuştur. Böylece parçalı ve yerel mücadele anlayışı terk edilmiş; Anadolu’da ilk kez merkeziyetçi bir direniş örgütlenmesi kurulmuştur. Bu gelişme, Millî Mücadele'nin hem fikrî hem de kurumsal altyapısının oluşturulmasında büyük rol oynamıştır.
Kongre sırasında, İstanbul Hükûmeti'nin baskısı ve işgal kuvvetlerinin gözdağına rağmen, ulusal egemenlik ilkesinden taviz verilmemiştir. Amerikan mandası gibi seçenekler ciddi biçimde gündeme gelmiş; ancak Mustafa Kemal Paşa’nın kararlı tutumuyla tam bağımsızlık dışında hiçbir çözüm kabul edilmemiştir. Bu tavır, ileride kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel siyasal karakterini de şekillendirmiştir.
Ayrıca Sivas Kongresi’nde, Heyet-i Temsiliye adı verilen ve fiilen geçici hükûmet görevini üstlenecek bir yürütme organı oluşturulmuştur. Bu heyet, kongreden sonra Ankara’ya geçerek hem halkla hem de Anadolu’daki mülki ve askerî yöneticilerle doğrudan ilişki kurmuş; İstanbul Hükûmeti’nden farklı olarak milletin gerçek temsilcisi konumuna yükselmiştir.
Sivas Kongresi, yalnızca bir toplantı değil, bir zihniyet devrimidir. İşgal altındaki bir millete, kurtuluşun padişah fermanlarında değil, halkın ortak iradesinde olduğu fikrini aşılamış; Cumhuriyet’in siyasal temelini kuran ilkeler burada ete kemiğe bürünmüştür. Bu yönüyle Sivas, sadece bir şehir değil, milli iradenin başkentidir.