Onat Kutlar
ANSIKLOPEDI
4/21/20252 min read


Onat Kutlar (25 Ocak 1936 – 11 Ocak 1995), Cumhuriyet'in kültürel aydınlanma rotasında ilerleyen, entelektüel derinliği, sanatçı duyarlılığı ve devrimci tavrıyla Türk edebiyatı ve sinemasının yüz akı isimlerinden biridir. Düşünceye verdiği değer, üretimindeki nitelik, halkla kurduğu samimi bağ ve her şeyden önemlisi çağdaş uygarlık idealine inancı, onu sadece bir sanatçı değil; aynı zamanda bir Cumhuriyet aydını haline getirmiştir.
Gaziantep’te doğan Kutlar, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Paris’te felsefe eğitimi almış, burada Avrupa’nın kültürel ve felsefi damarlarını yakından tanıma fırsatı bulmuştur. Ancak onun en belirleyici yönü, bu birikimi kendi toplumunun tarihsel ve kültürel gerçekliğiyle harmanlamayı başarmasıdır. Bu anlamda Kutlar, yüzünü Batı’ya dönerken, kendi toprağına sırtını dönmeyen bir aydın örneğidir — tam da Atatürk’ün hedeflediği çağdaş, özgür, kökleri sağlam birey tipinin yansımasıdır.
1960’ta kurduğu “Dost” dergisi, yalnızca bir edebiyat platformu değil; aynı zamanda Cumhuriyet devrimlerinin kültürel zeminde derinleştirilmesini amaçlayan bir aydınlar hareketidir. Onat Kutlar, şiirden öyküye, denemeden sinemaya kadar birçok alanda eser vererek, halkın kültürel gelişimine katkıda bulunmayı bir sorumluluk olarak benimsemiştir. “İshak” adlı öykü kitabıyla edebiyatımıza getirdiği yeni anlatım dili, bireyin iç dünyasını ve toplumsal çatışmaları hassasiyetle işleyen bir üslubun habercisidir.
Ancak onun asıl derin iz bıraktığı alan, sinemadır. Türkiye’de sinemanın bir sanat dalı olarak kabul edilmesinde Onat Kutlar’ın kurucularından olduğu Türk Sinematek Derneği (1965), bir devrim niteliğindedir. Bu kurum, Anadolu’da modern sanat bilincinin yayılmasında önemli bir kaldıraç işlevi görmüş; Cumhuriyet’in halkı sadece ekonomik değil, kültürel olarak da kalkındırma vizyonuyla örtüşen bir misyon üstlenmiştir.
Aynı zamanda İstanbul Film Festivali'nin temellerinin atılmasında da önemli rol oynayan Kutlar, Türkiye'nin dünyayla kültürel alanda rekabet edebilmesinin önünü açmıştır. Onun yürüttüğü tüm faaliyetlerde hissedilen şey; bir medeniyet kurma arzusu, bir aydınlanma seferberliğidir.
Ne yazık ki, bu değerli aydın, 1994’te İstanbul’daki The Marmara Oteli’ne yapılan bombalı saldırıda ağır yaralanmış, 11 Ocak 1995’te yaşamını yitirmiştir. Suikast, Türkiye’yi karanlığa sürüklemeye çalışan gerici ve radikal odakların, aydınlanma cephesine yönelttiği bir saldırıydı. Bu hain saldırı, yalnızca Onat Kutlar’a değil; onun şahsında Cumhuriyet’in çağdaş, özgür, evrensel kültür anlayışına yapılmıştır.