Laiklik
ANSIKLOPEDI
4/20/20252 min read


Laiklik, modern Türk devletinin temel yapı taşlarından biri olarak, bireylerin inanç özgürlüğünü güvence altına alan ve din ile devlet işlerini birbirinden ayıran anayasal bir ilkedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde gerçekleştirilen devrimlerin en stratejik unsurlarından biri olan laiklik, aynı zamanda toplumsal ilerlemenin ve çağdaşlaşmanın da vazgeçilmez şartı olarak kabul edilmiştir.
Laiklik ilkesi, yalnızca dinin devlet işlerinden ayrılmasıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede durmasını, herhangi bir dini görüşü ne desteklemesini ne de baskılamasını zorunlu kılar. Bu bağlamda laiklik, sadece bir devlet düzenlemesi değil, aynı zamanda bireyin vicdan özgürlüğünü teminat altına alan bir özgürlük rejimidir. Atatürk’ün de ifade ettiği gibi, “Din, bir vicdan meselesidir.” Devletin görevi ise bu vicdan alanına müdahale etmeksizin hukuk ve adalet çerçevesinde toplumun tüm kesimlerine eşit hizmet sunmaktır.
Laikliğin Türkiye’deki kurumsallaşması, 1928 yılında Anayasa’dan “Devletin dini, din-i İslam’dır” ibaresinin çıkarılması ve 1937’de laikliğin Anayasa’ya açıkça eklenmesiyle resmiyet kazanmıştır. Bu düzenlemeler, yalnızca din-devlet ilişkilerini düzenlemekle kalmamış, aynı zamanda eğitim, hukuk ve toplumsal yaşamın seküler esaslara göre yeniden inşasını sağlamıştır. Medreselerin kapatılması, tekke ve zaviyelerin lağvedilmesi, Şeriye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması gibi reformlar, laikliğin sadece anayasal değil, toplumsal bir dönüşüm aracı olduğunu göstermiştir.
Sonuç olarak laiklik, çağdaş Türkiye’nin temel harcıdır. Demokratik, katılımcı ve hukuk temelli bir toplum yapısının tesisi, ancak laiklik ilkesinin tam anlamıyla içselleştirilmesiyle mümkündür. Bu ilkenin zayıflatılması, sadece bireysel özgürlüklerin değil, aynı zamanda toplumsal barışın ve devletin meşruiyetinin de tehlikeye girmesi anlamına gelir. Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş dünyadaki yerini belirleyen temel bir değer olarak korunmalı ve yaşatılmalıdır.