GenelTarihYazılar

Feridun Öncel Çevirdi: “The Rock of Gallipoli / Gelibolu Kayası” -Major Eric Vendetti

ABD Kara Kuvvetleri Dergisi Military Review’de Binbaşı Eric Vendetti imzasıyla yayınlanan “The Rock of Gallipoli, The Leadership of Mustafa Kemal”[1] makalesini Kemalist Yön Hareketi Yönetim Kurulu üyesi Feridun Öncel ilk kez Türkçeye çevirdi. Üç bölümden oluşacak yazı serimizin ilk bölümünü ilginize sunuyoruz.

Gelibolu Kayası / Binbaşı Eric Vendetti

Osmanlı İmparatorluğu, 1.Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri’ne karşı Almanya ile beraber İttifak Devletleri’ne katıldığında Osmanlı’daki durum daha da kötüleşti. Almanya’nın Paris’ten sadece birkaç kilometre uzakta olması, Rusların sahada bütün ordularını kaybetmesiyle, İtilaf Devletleri, İttifak Devletleri’nin uzun bir savaşa dayanamayacaklarını biliyordu. Bu sebeple Osmanlı sınırları boyunca birçok cepheye saldırdılar. Kafkaslarda Ruslar, Mısır ve Mezopotamya’da da İngiliz ve Fransızlar saldırılar düzenledi. Bu saldırılar başarılı oldu ancak güçlü bir etki yaratamayacak kadar yavaştı.

Osmanlılar Rusları açlıktan öldürmekle tehdit etti; yıl boyunca çalışır konumda olan tek liman Kırım’daydı ve dış dünyaya tek erişim doğrudan İstanbul ve Çanakkale Boğazı’ndan geçiyordu. Birinci Deniz Kuvvetleri Komutanı Winston Churchill, su yollarını eşzamanlı olarak Rusya’ya güvenli hale getirmek ve Osmanlı’nın kalbine saldırmak için cüretkar bir plan önerdi. İtilaf Devletleri, Çanakkale Boğazı’na, İstanbul’a ve Rusya’nın kendisine erişimini kontrol eden Gelibolu denen küçük bir bölgeyi işgal edeceklerdi. Hazırlıklar, donanmanın sahildeki kaleleri Mart ayında bombalamasıyla başladı. Asıl işgal ise bir ay sonra başladı. Türkler, 24 Nisan gecesi uyurken İtilaf Devletleri filosu ufukta ilerliyordu. Türkler şafakta uyandığında İtilaf Devletleri orduları çoktan sahillerdeydiler ve daha fazla destek yoldaydı. Tüm ilerleme birkaç saatlik bir gidişata bağlıydı. Başarı ya da başarısızlık her iki tarafta da tek bir yanlış adım sebebiyle gerçekleşebilirdi. Ancak, şans Türkler’den yanaydı; parlak bir zihine ve güçlü bir iradeye sahip bir komutanları vardı. 19.Tümen ve 5.Ordu Komutanı Mustafa Kemal, Ari Burnu’ndaki çıkarmalara yedi kilometre uzaklıktaki Boğalı’da bulunuyordu. Doğru zamanda, doğru ekipmanla, doğru yerdeydi ama asla zaferi garanti etmiyordu. Bu noktada konu liderlik ve nasıl yönettiğine bağlıydı. Bu noktadan sonra Mustafa Kemal 6 operasyon bölgesinde ilk 5’ini büyük bir etkiyle gerçekleştirerek kendi birliklerini motive etti ve düşmanlarını durdurdu. Mustafa Kemal’in komutanlıktaki kabiliyeti sayesinde, Çanakkale Savaşı’nın ilk saatlerinde Türkler adına yapılan savaşı kurtardı denilebilmektedir. Oldukça karmaşık bir yapıyı anladı, başarı için gerekli koşulları oluşturdu, üstlerine anlattı, birliklerini yönetti, savaşı yönetti ve cesur ama hırpalanmış bir düşmana karşı mevcut konumunu sürekli olarak korudu. Mustafa Kemal’in işgalle alakalı herhangi bir istihbaratı ve talimatı yoktu. İtilaf Devletleri’nin çıkarmalarından sonraki ilk iki saat boyunca kolordu komutanından herhangi bir yönlendirme alamadı. Sadece 9.Tümen komutanından zaman zaman raporlar alabildi. Halil Sami Bey’in tümeni Seddülbahir Cephesi boyunca savunma hattı oluşturmuştu. 27.Alay’dan bir bölük, hattının kuzey kanadında Arıburnu’nu savundu. Halil Sami Bey, 27.Alay’ın Anzak ordusunun bir taburla kuzeydoğuya yani Conkbayırı’nın yüksek kesimine doğru ilerlediğini bildirdi. Halil Sami bunun ancak bir aldatma olduğunu düşünüyordu ancak yine de Mustafa Kemal’den 9.Tümen’in kuzey hattını güçlendirmek için bir taburu yönlendirmesini istedi. Mustafa Kemal ise, bir Anzak taburu saldırıyorsa, destek için daha fazla kuvvete sahip olmaları gerektiğini düşünüyordu, bunun bir aldatmaca olmayacağını düşünüyordu. Mustafa Kemal bu bölgenin İtilaf Devletleri için ana çıkarma bölgesi olduğunu düşünüyordu. Bunun yanı sıra araziyi oldukça da iyi biliyordu. Conkbayırı boyunca güneybatı-kuzeydoğu boyunca uzanan üç sırtını kim kontrol ederse, en yakın şehir olan ve Türk savunması için bir komuta noktası olan Eceabat’a erişimi de kontrol edebilirdi. Bu tepeden eğer Anzak çıkmayı başarırsa, şehri ele geçirebilir, 5.Ordu’yu ikiye bölebilir ve Türk savunmasını büyük bir kuvvetle yenilgiye uğratabilirdi. Mustafa Kemal kaç tane Anzak askeri ile karşılaşacağını sayı olarak bilmiyordu ancak hangi güçlerle karşılaşacağını biliyordu. Onları durdurmak zorundaydı. Mustafa Kemal öğrendiği çok küçük bir istihbarat ve durumu tamamen kavramasıyla beraber yönettiği ordunun harekete geçmesini emretti. Durum çok kötüydü. Anzak ordusu, yarımadayı Mustafa Kemal’in tahmin ettiği gibi yarımadayı ikiye bölmek ve Conkbayırı’nın kilit noktasını ele geçirmek için birinci ve ikinci sırtlar boyunca saldırdı. Türklerin bu bölgeyi kaybetmesi durumunda Türk savunması çökecek ve Gelibolu’yu kaybetme ihtimalleri doğacaktı. Mustafa Kemal son durumu gözünde canlandırdı. Türk kuvvetleri, savunma hattını korumak zorundaydı, asla geri çekilme yapamazlardı ve asla herhangi bir toprak verme şansları yoktu. Düşman, çıkarma yaptığı sahillere bakan sırtların üzerinde veya ötesinde bir mevzi alamazdı ancak bir tepe güçlü bir nokta haline gelebilir ve Anzak kuvvetlerini hatlarını genişletmesine ve gelecek takviye kuvvetlerinin Türk savunmasına baskı yapması için yer açabilirdi. Mustafa Kemal’in ordusu bu sebeple Anzakları sahil kısmında tutmak zorundaydı. En önemlisi ise yüksek tepe, ne olursa olsun Türk savunmasında kalmalıydı. Mustafa Kemal, bu durumu öngörerek diğer komutanlara bilgi verdi ve tüm orduyu zirveye çekti. 19.Tümen, 5.Ordu’nun Çanakkale savunması için ana kalesiydi. Çatışmanın bu noktasında Anzak güçlerinin tepelere yaklaşmasıyla Mustafa Kemak, üstlerinden emirleri beklemek için zaman olmadığını biliyordu. Adamlarını toplamak için bile yeterli zamanı yoktu. En sonunda Mustafa Kemal insiyatifi üstüne aldı ve ordularına taaruz emri verdi. 57. ve 77. alayların komutanlarına bilgi vererek 72.alayı yedekte bıraktı. Üstündeki komutanı 77. Alayı bir araya getirme görevini üstlendi. Bu sırada 57.Alay zaten bir eğitim tatbikatı için sahadaydı, bu yüzden Mustafa Kemal de onlarla birlikte katıldı. Astına görevi hakkında bilgi verdi: “Arı Burnu’ndaki sırta saldırın ve Anzakları denize doğru itin” dedi. Mustafa Kemal oldukça açık konuşmuştu. Bölgeye ilk müdahale edenler onlardı ve İtilaf Devletleri’nin sırtın herhangi bir bölümünü almasına izin veremezlerdi. Şu sözleri söyledi; “Düşmandan kaçılmaz. Cephaneniz yoksa süngünüz var.” Bir dağ bataryası ile takviye edilen alay, yarımadanın batısına doğru ilerledi.


[1] Major Eric Vendetti, The Rock of Gallipoli, Military Review, January-February 2021, (13)- 18, bknz: https://www.armyupress.army.mil/Journals/Military-Review/English-Edition-Archives/January-February-2021/Venditti-Rock-of-Gallipoli/

Similar Posts:

Loading

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir