Cumhuriyet’i Gençlere Teslim Etmek Zamanın Zarureti

SIYASETTÜM YAZILAR

Battal Gazi Yıldız

6/29/20252 min read

Gazi’nin Gençliğe Hitabesi, yalnızca bir moral metni olarak yorumlanmamalıdır. Bu hitap, Cumhuriyet’in geleceğini emanet ettiği kitlenin yalnız zaruri durumlarda değil her daim Türk siyasetinin içinde yer alması gerektiğine dair de bir öğüttür. Zira Cumhuriyet’in kurucu kadrosu, 30’lu ve 40’lı yaşlardaki idealist, çevik ve ileri görüşlü askerler ile siyasetçilerden oluşuyordu.

Türk devlet geleneğinde liderlik, yaşa değil, kabiliyete göre tayin edilmiştir. Aksakallılar olarak adlandırılan yaşlı ve tecrübeli devlet adamlarının görüşlerinden yararlanmak gelenekte vardır; ancak bu gelenek, devleti doğrudan yaşlılara teslim etmek anlamına gelmez. Nitekim Sultan I. Ahmed’in ekberiyet sistemi, imparatorluğu liyakatsiz ve yönetim kabiliyeti zayıf şehzadelerin eline bırakmış, buda Osmanlı’nın çöküş sürecini hızlandıran temel unsurlardan biri olmuştur.

Bugün geldiğimiz noktada, ileri yaştaki bazı siyasetçilerin sağlık sorunları nedeniyle meclis oturumlarına katılamadığını, sık sık hastanelerde tedavi gördüğünü ve görevlerini fiilen sürdüremediğini görmekteyiz. Çağdaş siyasetin hızına ayak uyduramayan, duygusal tarafgirlikleri derinleşen ve zamanın ruhunu kavramakta zorlanan bu politikacılar, genç kuşakların siyasal temsilinde ket vurmaktadır. Hiçbir yurttaş, seçtiği vekilin yaşlılık kaynaklı sağlık sorunları nedeniyle aylarca meclise uğramamasını, hiçbir somut katkı sunmaksızın kamusal ayrıcalıklardan yararlanmasını makul karşılamaz.

60 yaşını aşmış hiçbir vekil genç yurttaşların hayallerini temsil edemez.

Bu nedenle, Anayasa’da değişiklik yapılarak milletvekili adaylığı için öngörülen alt yaş sınırı olan 18’e ek olarak, görev süresi sonunda 60 yaşını aşmamış olma şartı getirilmelidir. Böylelikle daha genç, daha genç, enerjik ve vizyoner bir meclis ve hükümet yapısı inşa edilebilir.

Bir diğer yapısal sorun ise milletvekillerinin seçim sonrası parti değiştirme uygulamasıdır. Halk, oyunu yalnızca bir kişinin ismine değil; onun temsil ettiği partiye, dünya görüşüne ve seçim vaatlerine istinaden verir. Seçimden sonra vekilin kendi menfaati doğrultusunda partisini terk etmesi, halkın iradesine yapılmış açık bir saygısızlıktır. Temsil yetkisi, kişisel değil; toplumsal bir sorumluluktur. Bu nedenle Anayasa’da yapılacak bir diğer düzenlemeyle, milletvekillerinin görev süresi boyunca seçildikleri partiden ayrılarak başka bir partiye geçmeleri yasaklanmalıdır. Bu uygulama, seçmenin güvenini pekiştirecek; halk iradesinin gasp edilmesini engelleyecektir.

Velhâsıl; sorumluluğu daha genç ellere teslim eden, vizyon, cesaret ve yeniliği merkeze koyan bir siyasî anlayış, hem zamanın ruhuna hem Cumhuriyet’in hikmetine tam mânâsıyla uygundur.

Zir. Müh. Battal Gazi YILDIZ