Uğur Erülker Yazdı: “Taliban’ın Gölgesinde(n) Ufku Düşlemek”
“ You cannot swim for new horizons until you have courage to lose sight of the shore. ”
“ Kıyıyı gözden kaybetme cesaretiniz olana kadar yeni ufuklar için yüzemezsiniz. ”
William Faulkner
Doğru olanla yalnız doğru olanı yapmak adına yola çıkan bir kadının hikayesi…
Swat Vadisi’nden ve Taliban’ın gölgesinden ufku düşlemek.
Sen Ziyauddin’in kızısın.. Baban cesur bir eğitimci.. İnsanların hal, imkan ve şartları ne ve nasıl olursa olsun eşit, adil ve insan onuruna yakışır bir şekilde eğitilmesine inanan bir aydınlık savaşçısı ve sen onun dibine düşen, oradan daha gür yeşeren bir meyvenin tohumusun. Zamanla kimsenin göremediğini ve görmeye cesaret edemediğini görerek yapamadığını yaptın, kimsenin hayal bile edemediğini istedin ve imkansızı başardın. Adın akıllara gelirken yüreklerden de geçiyor artık.. Herkes yalnız neler yaptığınla değil daha neler yapacağınla da gurur duyuyor çünkü artık adın, dolan gözlerin “keşke”si değil, gülümseyen yüzlerin “iyi ki”si.. Bilmeye dair her heveste, öğrenmeye dair her nefeste senden bir parça var artık.. Yine de herşeye rağmen sana sorulduğunda sen “Ben sadece sıradan bir kızım ” desen de, “sen 17 yıla başta bir Nobel Barış Ödülü olmak üzere, Uluslararası Çocuk Barış Ödülü, Pakistan Gençlik Barış Ödülü, Sakharov Ödülü ve sayısız diğer ödülü sığdıran sıradışı bir insan, bir başka deyişle, 20 yıllık ömrünün 17’sine kocaman bir kadını sığdıran küçücük bir kız çocuğusun. ”
Taliban baskısının açıkça zorbalığa evrildiği yıllarda sen ve ailenin başına konan ödüle susamış sayısız cahilin hedefi iken yaşamanın ne demek olduğunu senden daha iyi kim bilebilirdi ki? Kadını kadere ve kedere mahkumiyetten kurtarmaya yemin ettiğin yıllarda ölümün çirkin nefesi hep bir adım ardındaydı.. Düşünmekten hiç çekinmediğin gibi, sana bu hayatı bile fazla gören o cahil sürüsünün insan onurunu hiçe sayan yaptırımlarına da eleştrilerinde çekinmeden yer verebiliyordun. Bir süre okulunu, aileni ve arkadaşlarını düşünüp adını gizlesen de düşüncelerin hep sendi ve hep sendendi.. Kadının adının sosyal hayattan silindiği, müziğin ve televizyonun sayısız yasaklardan geçtiği günlerdi… Okulun da kapatılacaktı, üstelik sen bir kadındın ve okuyabilme şansın da kalmayacaktı ama sen de susmayacaktın..İşte bu günlerden birinde sen daha 15’inde iken çapsız bir parmağın çektiği ruhsuz bir tetiğin hadsiz bir mermisi başından girip omzundan çıktığında herkes gibi sadece okulundan evine dönüyordun.
O cesur kalbine bile giremeyen ölümün o aydınlık beynine bir mermiyle gireceğini sanan o gafilin düşüncesinde kim bilir neler vardı o an içinde? Acaba o işlediği cürmün sahilden epeyce açılan bir gemiye uzaktan fırlatılan bir çakıl taşından farklı olmadığını biliyor muydu? Aldığın her ödül, okuttuğun her küçük kız çocuğu, o cahilin ruhuna sıkılan bir mermi olarak geri döndüğünde sana çekilen o tetikteki diğer parmakların da yüzlerindeki o aciz ifadeyi görmek için neler vermezdi ama değil mi
insan?
Bırakmadın ve devam ettin ve vurulman bile o çirkin insanları korkutmaya yetti Çünkü babasının kızıydın sen. Aydınlığın en yeni rengi.. Ücretsiz eğitim hakkı için toplanan 2 milyon imzaydın sen, hem
bir eğitim fonunun da adıydın artık.. Başta kız çocukları olmak üzere insanca yaşamak isteyen ve eğitimde fırsat eşitliğinin özlemiyle yaşayan milyonlarca insana nefes veren bir yasaya dönüştün Pakistan’da. Nobel’i Hindistan’ın kahraman eğitim aktivisti Kailash Satyarthi ile paylaşırken milyon doları aşan ödülünü de Pakistanlı eğitime muhtaç kız çocuklarına adanacak bir okul ve eğitim projesine bağışladın.. Adına yürüyüşler düzenlenirken, adınla cehalete meydan okudu Pakistan..
Sonunda dünya bir kez daha savaşmayı öğrendi seninle, eğitim için verilen savaşın tek ve daimi galibinin aydınlık olduğuna şahit olundu bir kez daha.
Kısaca, bila bedel bir iyiliğin ömre bedel bir mücevher olduğunu öğrettin.. İyi ki vardın ! İyi ki de varsın !
Ve,
işte
Sen O’sun…
Ziyauddin’in kızı…
“Senin Adın Malala.”
Malala Yousafzai..
Anlamların kelimelerine bile sığamadığı o günlerde o kelimelere bile yeni anlamlar sığdıran korkusuz meslektaşım ve güzel insan Malala’ya..
İngilizce öğretmeni
Uğur Erülker
Similar Posts:
- Uğur Erülker Yazdı: “Cesaretin Peştucası: Farkhunda”
- Uğur Erülker Yazdı: “ANLAMAK DEĞİŞİMİN TA KENDİSİDİR”
- Ezgi Büyükkayın Yazdı: “En Son Ne Zaman Oy Verdiniz ?”
- Ferhat Özdemir Yazdı: “CUMHURİYETİN SAĞLIK ORDULARI KOMUTANI: REFİK SAYDAM”
- Ezgi Büyükkayın Yazdı: “Hangi Demokrasi?”