Genel

KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimine günler kala, bazı siyasi partilerce, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girdikten sonra kadın cinayetlerinde artış olduğu, boşanmaların arttığı, kadının beyanı esas alınarak erkeklerin mağdur edildiği, 6284 sayılı Kanunun art niyetli bir kanun olduğu, toplumun geleneksel aile yapısını bozduğu ve sair gerekçelerle 6284’ün yürürlükten kaldırılması gerektiği ve iktidara geldikleri takdirde yürürlükten kaldıracaklarına ilişkin açıklamalar yapılmaktadır.

Diğer yandan 6284 sayılı Kanunla ilgili olarak sosyal medya mecralarında; koruma kararının ihlal edilmesi halinde ihlal eden erkeğin 20 yıl hapis cezasına çarptırılacağı, koruma kararı verilen kişinin yaşadığı şehre dahi girmenin yasaklandığı gibi, gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan, kulaktan dolma yanlış bilgilerin dolaştığına ve üzülerek söylüyorum, son derece anlaşılır bir dili olan 6284 sayılı Yasayı bir kez dahi açılıp okunmadan, bu yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yayıldığına rastlamaktayız. Bu nedenle 6284 sayılı Kanun hakkındaki bu bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak adına, 6284’ü hukuksal ve nesnel açıdan değerlendirmek ihtiyacı, hatta zorunluluğu doğmuştur.

Aşağıda sizlerle paylaşacağım bilgileri, bir hukukçu olarak kişisel yorumum/yorumlarım olarak anlaşılmaması için, özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi internet sayfasındaki https://www.aile.gov.tr/ksgm/siddete-maruz-kalindiginda/ bağlantısında yer alan soru/cevap kısmından derledim. 6284 sayılı Yasaya ilişkin aşağıda yer verdiğim bilgileri dikkatli bir şekilde okumanızı, anılan yasaya ilişkin DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLARI görüp işin aslını, doğrusunu öğrenmenizi, 6284’ü yürürlükten kaldırmak söylemiyle toplumun muhafazakar kesimlerimden oy devşirmek amacıyla yapılan asılsız, gerçek dışı açıklamalara karşı uyanık olmanızı ve bilmeyenlere de anlatmanızı dilerim.

Evet şimdi soru/cevap şeklinde, 6284 sayılı Yasanın aslında neyi amaçladığını, bu yasanın herhangi bir cinsiyet ayrımı yapılmaksızın kimleri, nasıl koruduğunu birlikte inceleyelim:

 

  1. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun nedir, nasıl yararlanılır?

Bu Kanunun amacı kadınları, çocukları, aile bireylerini ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarını şiddete karşı korumaktır.

 

  1. Bu Yasa’nın Korumasından Kimler Yararlanabilir?
  • Aile içi şiddete maruz kalan eş ve çocuklar ile aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireyleri (akrabalar),
  • Tek taraflı ısrarlı takip mağdurları,
  • Mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan ya da evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireyleri

6284’ün korumasından yararlanabilir.

 

  1. Kimler şikâyet ve ihbar başvurusunda bulunabilir?
  • Şiddete uğrayan kişi,
  • Diğer kişiler (aynı evde oturan bir kişi, kardeş, çocuk, akraba ya da şiddeti gören, duyan, tanık olan herhangi bir kişi, örneğin komşu, öğretmen, doktor vb).

 

  1. Başvuru yerleri nerelerdir?

Valilik-Kaymakamlık, Polis Merkezi (karakol), Jandarma Karakolu, Cumhuriyet Başsavcılığı veya Aile Mahkemesi Hâkimliği.

 

  1. Başvururken ne kadar masraf ödenir?

Adli yardımdan faydalanmak için talepte bulunulması halinde, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında yapılan işlemler için hiçbir masraf alınmamaktadır.

 

  1. Kanun kapsamında şiddet mağduru ile ilgili olarak verilebilecek tedbir kararları nelerdir?

Hâkim; korunan kişinin işyerinin değiştirilmesine, korunan kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesine karar verebilir.

Hayatî tehlike bulunması hâlinde, şiddet mağduru geçici koruma altına alınabilir.

Vali ve Kaymakam korunan kişinin çalışma yaşamına katılımını desteklemek amacıyla çocukları için kreş imkânı sağlayabilir.

Türk Medenî Kanunu’ndaki şartların varlığı hâlinde ve talep üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulabilir.

Hâkim; şiddet mağdurunun aydınlatılmış rızasına dayanarak kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesine hükmedebilir.

Şiddet mağdurunun barınma talebi olması hâlinde, mülki amir veya gecikmesinde sakınca olan hallerde kolluk kuvvetleri (polis veya jandarma) şiddet mağduru ve çocuklarına uygun barınma yeri sağlar.

Vali ve Kaymakam gerekli gördüğü hallerde şiddet mağduruna maddi yardım yapılmasına geçici bir süre için karar verebilir.

 

  1. Kanun kapsamında şiddet uygulayan/uygulama ihtimali bulunan kişi ile ilgili olarak verilebilecek tedbir kararları nelerdir?

Hâkim tarafından şiddet uygulayanın, korunan kişiye karşı şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına ve iletişim araçları ile veya sair surette rahatsız etmemesine karar verilebilir.

Hâkim, şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişinin; ortak yaşam alanından uzaklaştırılmasına, korunan kişilerin bulunduğu konut, okul ve işyerine yaklaşmamasına yönelik karar verebilir.

Çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılmasına, kişisel ilişkinin sınırlanmasına ya da tümüyle kaldırılmasına yönelik karar Hâkim tarafından verilebilir.

Şiddet uygulayanın Hâkim tarafından verilen karar doğrultusunda silah veya benzeri araçlarını kolluk kuvvetlerine (polis veya jandarma) teslim etmesi sağlanır. Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesine de karar verilebilir.

Mülki amir veya Hâkim şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişinin bir sağlık kuruluşunda muayene veya tedavisinin sağlanmasına yönelik tedbirlere hükmedebilir.

Sayılan tedbirlerin yanı sıra şiddet gören lehine nafaka ödeme yükümlülüğü getirilebilir.

 

  1. Tedbir kararının süresi ne kadardır?

Tedbir kararı ilk defasında en fazla altı ay için verilebilir. Süre devam ederken veya süre bittikten sonra şiddet tekrar ederse, yeniden tedbir kararı alınması için başvuru yapmak mümkündür.

 

  1. Tedbir kararına uyulup uyulmadığı nasıl denetlenir?

Tedbir kararının uygulanması kolluk kuvvetleri (polis veya jandarma) aracılığı ile izlenir. Kolluk kuvvetleri (polis veya jandarma) bu çerçevede, şiddet mağduru ve beraberindeki çocuklarının bulunduğu evi haftada bir kez ziyaret eder, şiddet mağdurunun birinci derecedeki yakınları ile iletişim kurar, komşuların bilgisine başvurur, ikamet edilen mahallenin muhtarlığından bilgi alır ve evin çevresinde araştırma yapar. Tedbir kararlarının uygulanmasının izlenmesinde Hâkim kararı ile teknik araç ve yöntemler de kullanılabilir.

 

  1. Tedbir kararına uyulmaması durumunda ne olur?

Şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali bulunan kişi, hükmedilen tedbir kararlarını ihlal etmesi durumunda 3 (üç) günden 10 (on) güne kadar zorlama hapsi ile cezalandırılabilir. Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, zorlama hapsinin süresi 15 (on beş) günden 30 (otuz) güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi 6 (altı) ayı geçemez. Söz konusu ceza paraya çevrilemez, ertelenemez.

 

  1. Şiddet uygulamış olan kişi için evden uzaklaştırma kararı alındığında şiddet mağduru geçimini nasıl sağlar?

Şiddet uygulayan kişinin evden uzaklaştırıldığı süre boyunca şiddet mağdurunun, kendisi ve çocuklarının geçimini sağlamak için nafaka ödemesini istemesi mümkündür. Ayrıca, şiddet mağdurunun ihtiyacının varlığının tespiti ve eşten nafaka alınamaması halinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına başvurulması mümkündür.

 

  1. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezinde sunulacak hizmetler nelerdir?

Kanun kapsamında kurulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM), şiddetin önlenmesi ve tedbir kararlarının izlenmesine yönelik, şiddet mağduru kişiler ile şiddet uygulayan/uygulama ihtimali bulunan kişilere yönelik hizmetler yürütür.

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinde şiddet mağdurlarına psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal alanda rehberlik ve danışmanlık hizmeti verilir.

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri ALO 183 nolu telefon hattı üzerinden 7 gün 24 saat esasıyla çalışır.

 

  1. Güvenli bir yerde barınmaya yönelik hizmet bulunmakta mıdır?

Kadın Konukevleri (Sığınma Evleri), şiddete uğrayan veya risk altındaki kadınların varsa beraberlerindeki çocukları ile birlikte, geçici süre ile barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Ülkemizde bu hizmeti başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımıza bağlı kadın konukevleri olmak üzere, Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları yürütmektedir.

 

  1. Kadın konukevlerinde ne kadar süre ile kalınabilmektedir? Çocuklar da anneleri ile kalabilirler mi?

Kuruluşta kalma süresi 6 (altı) aydır. Gerektiğinde kalma süreleri uzatılmaktadır.

0-18 yaş arasında kız ve 0-12 yaş arasındaki erkek çocuklar anneleriyle birlikte kadın konukevinde kalabilirler. 12 yaşın üstündeki erkek çocuklar ise gerekli değerlendirmenin yapılmasının ardından Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı kuruluşlara yerleştirilmektedir.

 

  1. Kadın konukevinde ne tür hizmetler verilmektedir?

Kadın konukevlerinde güvenli barınmanın yanı sıra, kadın ve çocuklara doğrudan ya da ilgili kuruluşlara yönlendirmek suretiyle güvenlik, danışmanlık, psikolojik destek, hukuki destek, tıbbi destek, eğitim desteği, harçlık, kreş, mesleki eğitim kursu vb. alanlarda destek sunulmaktadır.

 

  1. Adli yardım nedir, neyi amaçlar?

Bir avukata ihtiyaç duyulmasıyla birlikte avukatlık ücretini karşılama olanağı bulunmaması halinde, bulunulan yerdeki Baro ücretsiz avukat atar.

Avukat yasal hakları konusunda kişiyi bilgilendirir ve yasal işlemlerini onun adına yapar.

Ancak adli yardımdan yararlanabilmek için kişinin ekonomik durumunun iyi olmadığını bulunulan yerdeki Baronun Adli Yardım Merkezi tarafından talep edilecek belgelerle kanıtlaması gerekmektedir.

 

  1. Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet nedir?

Çocuk, eş, eski eş, yakın akrabalar gibi aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişi ile ısrarlı takip eden arasında gerçekleşen; bireyin, fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal veya özel alanda meydana gelen, fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranıştır.

 

  1. Şiddete maruz kalındığında ya da risk altındayken başvurulabilecek kurum ve kuruluşlar nelerdir?

 

    • Şikayet ve İhbar İçin:

Polis Merkezi (karakol), Jandarma Karakolu,

Adli Makamlar (Cumhuriyet Başsavcılığı ve Aile Mahkemeleri, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü (ADM) ),

Valilik – Kaymakamlık,

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri,

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM),

Sosyal Hizmet Merkezi (Şiddetle Mücadele İrtibat Noktası),

Sağlık Kuruluşları (hastaneler).

 

    • Acil Telefon Hatları

ALO 183 Sosyal Destek Hattı (7/24 Ücretsiz Hizmet)

112 ACİL Çağrı Merkezi

GELİNCİK HATTI 444 43 06

 

    • Şiddet İhbar Mobil Uygulaması

Kadın Destek Sistemi (KADES)

 

    • Danışma, destek, konukevi (barınma) ve maddi yardım için:

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü (konukevi hizmeti, destek ve danışmanlık),

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM),

Sosyal Hizmet Merkezi (Şiddetle Mücadele İrtibat Noktası),

ALO 183 Sosyal Destek Hattı (7/24 Ücretsiz Hizmet),

Sivil Toplum Örgütleri Konukevi Hizmeti, Destek ve Danışmanlık, Ayni-Maddi Yardım,

Barolar ve Baroya Bağlı Kadın Hakları Merkezleri ile Adli Yardım Büroları,

Belediyeler (konukevi hizmeti, destek ve danışmanlık, ayni-maddi yardım),

Valilik, Kaymakamlık.

 

Değerli okuyucular, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi internet sayfasındaki bilgileri yukarıda sizlerle paylaştım. Bu bilgilerde de gördüğünüz üzere, 6284 sayılı Kanun kapsamındaki korumadan yararlanabilmek için “kadın” olmak gibi bir koşul kesinlikle yok. Kadın ya da erkek olmasına bakılmaksızın eş, eski eş, çocuk, yakın akrabalar gibi aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişi ile ısrarlı takip eden arasında gerçekleşen fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik her türlü şiddet vakasında şiddet mağduru olan herkes 6284 sayılı Kanun kapsamında korunur, hakkında koruyucu tedbir kararları verilir, bu tedbir kararlarını ihlal eden kadın ya da erkek herkes aynı yaptırımlara muhatap olur! Konu bu kadar net! Ancak toplumumuzda ne yazık ki kadınların şiddet mağduru olduğu olaylar, erkeklerin şiddet mağduru olduğu olaylardan çok daha fazla olduğu için, sayısal olarak kadınlar hakkında 6284 kapsamında daha fazla koruma tedbiri kararı verilmektedir. Bu durumun nedeni şiddet mağduru olan kadınlar değil, kadını şiddet mağduru yapan, onlara şiddet uygulayan erkek ya da kadınlardır.

Bu konuda doğru bilinen bir diğer yanlış da “kadının beyanı” meselesidir. Eğer şiddet mağduru kadın ise ve uğradığı şiddet vakasını darp raporu ve sair bir delille ispatlayabilecek durumda değilse, sadece ilk sefere özgü olmak üzere kadının beyanı esas alınarak 6284 kapsamında koruma tedbiri kararı verilebilmektedir. Bu koruma tedbiri kararının uzatılması veya aynı taraflar arasında yeniden koruma tedbiri kararı verilmesi halinde ise kadının beyanı tek başına yeterli olmamakta ve kadından şiddet olayına ilişkin kanıt istenmektedir.

Peki bunca asılsız bilgi nasıl ve neden doğruymuş gibi toplumda yayılabiliyor? Biliyorsunuz demogojinin sözcük anlamı; bir kimsenin ya da topluluğun duygularını kamçılayarak, okşayarak, ona ya da onlara gerçekdışı şeyler söyleyerek onu ya da onları kendine çekmeye çalışmaktır. O nedenle bir konu hakkında paylaşılan bilgileri değerlendirirken, o bilgiyi paylaşanların demogoji yaparak bizi gerçek dışı bir takım bilgilerle kendi yanlarına çekmeye çalışıp kendi amaçlarına alet etmeye ve algı operasyonlarının nesnesi haline getirmeye çalışıp çalışmadıklarını düşünmemiz gerekiyor. Kanımca “6284 sadece kadınları koruyor, erkekleri mağdur ediyor, aile yapımızı bozuyor” demek demogojiden başka bir şey değildir.

Unutmayalım, “Özgürlüğün bedeli” uyanık olmaktır. Burada “uyanık olmayı” kurnaz olmak anlamında söylemiyorum, buradaki uyanık olmak ifadesiyle, zihnimizin uyuşmuş halde olmamasını, bize sunulan her türlü bilgiyi akıl süzgecimizden geçirmeyi, araştırmayı, incelemeyi kastediyorum. Ancak bu şekilde uyanık olursak, özgür olabiliriz. Aksi takdirde başkalarının yazdığı senaryoların bilinçsiz figüranları olarak ve tutsak edildiğimizin farkında dahi olmadan yaşamak zorunda kalırız. Oysa Cumhuriyet’in 100. Yılında üstüne basa basa belirtmek gerekir ki Cumhuriyet’in yaratmayı amaçladığı toplum idealinin temeli; akılcı, rasyonel, bilimsel düşünceyle donatılmış özgür bireylerden oluşan bir toplumdur ve sadece fikri, vicdani ve irfanı hür olan özgür bireylerden oluşan bir toplum adalete, yüksek refah ve gelişmişlik düzeyine, mutluluğa ulaşabilir.

Eğer bu yazının sonunda siz değerli okuyuculara, 6284 sayılı Kanunun toplumumuzu cinsiyet üzerinden ayrıştırmak ve erkekler aleyhine mağduriyetler yaratmak için değil, hiçbir cinsiyet, dil, din, ırk, yaş ayrımı yapmaksızın, herkesin şiddetin her türünden korunmasını sağlamanın teminatı olan temel yasa olduğu gerçeğini, bu nedenle de tüm toplum kesimleri tarafından sahip çıkılması ve savunulması gereken bir kanun olduğunu yani işin doğrusunu anlatabildiysem ne mutlu bana…

 

Mayıs 2023

Melek Neslihan ÖZFİDAN

Kadın ve Mücadele Derneği Genel Başkanı

Similar Posts:

Loading

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir