Ezgi Büyükkayın Yazdı: “En Son Ne Zaman Oy Verdiniz ?”
Oy verirken nelerden etkileniriz? Bu soruyu ne kadar düşünüyoruz sandığa giderken. Oy kullanmaya giderken herkesin aklında farklı düşünceler vardır. Oy vermek, bazıları için titizlikle ele alınacak bir mesele iken, bazıları için önemsiz bir eylemdir. Bu düşünceler hangi faktörlerden etkilenerek oluşur?
Oy vermek bir siyasi katılımdır. Siyasi katılım ise sadece oy vermekten oluşmaz. Protestolara, toplantılara katılmak da siyasi katılımdır; seçim döneminde herhangi bir parti için yapılan tüm çalışmalar da siyasi katılımdır. Siyasi katılımı etkileyen çok fazla faktör vardır ve bu faktörlerin etkisi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Gelir, yaş, meslek, eğitim, cinsiyet ve bireyin ait olduğu toplumsal sınıf, kentleşme, sanayileşme bu aktörlerden bazılarıdır. Bu konuda yapılan sayısız araştırma vardır ve her bir faktörün, bireyin bakış açısına etkisi incelenmiştir.
Gelir seviyesinin yükselmesinin siyasi katılıma pozitif yönde etkisi olduğu tespit edilmiştir. Burada bireyi harekete geçiren dürtü, sahip olduklarını kaybetme korkusudur. Fakat bazı araştırmalar da gelir seviyesi düşük olan seçmenin de daha iyisine ulaşmak için siyasi katılımının yüksek olduğunu göstermiştir. Bu durum tamamen, faktörün kişiden kişiye farklı etki göstermesinden kaynaklanmaktadır.
Toplumsal sınıfın da siyasi katılıma etkisi araştırılmış ve genel olarak üst sınıftaki seçmenin alt sınıfa göre katılımının fazla olduğu kabul edilmiştir. Fakat Türkiye’de bu durumun, seçmen davranışı üzerindeki etkisi zayıftır. Çünkü partiler geleneksel olarak heterojen sosyal sınıf temellerine oturmuşlardır (Sayarı, 2002: 23).
Eğitim, siyasi katılım için tüm gerekenleri hazırlayan bir faktör olarak kabul edilir. Daha eğitimli seçmen seçimler ve siyaset konusunda daha çok bilgilenir. Daha özgür hisseder. Aldığı eğitimin etkisiyle daha iyi bir gelir seviyesine ve daha yüksek bir toplumsal sınıfa ulaşır. Tüm bunların etkisiyle de daha bilinçli şekilde siyasi katılımını gerçekleştirir.
Kentleşmenin siyasal katılım üzerine etkisi hakkında yapılan araştırmalar bize durumun iki yönlü bakış açısı taşıdığını göstermektedir. Kentleşme, bilgiye kolay erişim ve gelişmişliği beraberinde getirdiğinden, siyasi katılımı arttıran bir faktördür. Öte yandan, kırsal kesimde, seçmen ile kurulabilen doğrudan bağ, siyasi katılıma pozitif yönde etki etmektedir. (Özbudun, 1975: 146-147). Bu durumdan dolayı kentleşmenin her durumda siyasi katılımı arttırdığı ya da azalttığı savunulamaz. Bazıları kentte kolayca ulaşabildiği bilgiyle siyasi katılımını arttırırken; bazıları kırsalda kurulan doğrudan bağ olmadan, kentte oy verme eğilimi göstermez.
Seçmenin yaşının da siyasi katılıma etkisi araştırılmıştır ve orta yaş gruplarının siyasi katılım eğiliminin daha fazla olduğu fark edilmiştir (Kışlalı, 2002). Gençler ise önemli sorunların daha fazla olduğu, bunalım dönemlerinde daha fazla katılım göstermektedirler. Bunun örneklerini ülkemizde görüyoruz. Yaşanan bunalımlarda, gençlerin siyasi katılımı önemli ölçüde artmıştır.
Tüm ülkelerde, ekonomik sorunların olduğu dönemlerde yaşanan siyasi katılım, pozitif dönemdeki katılıma göre oldukça farklılık gösterir. Enflasyon, ekonomik kriz gibi negatif yönde sorun yaşanan zamanlarda verilen oylar, siyasi partilerin oy dağılımını çok daha fazla etkiler. Ekonomi, seçmen üzerinde doğrudan etkiye sahiptir. Ülkemizde, ekonomi dışında yaşanan bunalımlı dönemler seçmeni kitlesel olarak harekete geçirmek konusunda zayıf kalırken; özellikle gündelik yaşamda karşılaşılan ekonomik bunalım, toplumun siyasi katılımını arttırmaktadır ve çoğunlukla seçmen sandığa parti değişikliğiyle gitmektedir.
Bazı durumlarda, seçmen bir tepki olarak siyasi katılımını bilinçli olarak kısıtlar. Oy vermekten kaçmak bu tepkilerden biridir. Birey, siyasi atmosfere, partilere, adaylara, sisteme tepki göstermek adına oy vermeyebilir. Seçmen, verdiği oyun bir etkiye sahip olacağına inanmıyorsa da oy vermekten kaçmaktadır. Ayrıca, farklı siyasi partilere oy vermesi konusunda baskı altında olan bireylerin de oy verme eğilimi, baskı altında olmayanlara göre düşüktür.
Sonuç olarak, seçmeni tüm siyasi katılım sürecinde etkileyen birçok faktör vardır ve bu faktörler çoğunlukla herkesi aynı şekilde etkilemez. Eğitim düzeyi yüksek olan bilinçli seçmen siyasi katılımını arttırıp, sandığa daha özenli gidebileceği gibi; ümitsizliğe kapılıp siyasi katılımını kısıtlayabilir de. Aynı zamanda, her bireyin, siyasi katılımındaki amaç da farklılık içermektedir. Bazı kesimler mevcut konumunu korumayı amaçlarken, bazı kesimler ilerlemeyi hedeflerler. Özellikle ülkemizdeki siyasi ortamdan dolayı; çevremizdeki seçmenleri ve kendimizi, beklentilerimizi anlamamız önem taşımaktadır.
REFERANSLAR
- SAYARI, Sabri (2002), “The Changing Party System”, içinde: Politics, Parties and Elections in Turkey, (Eds. Sabri Sayarı ve Yılmaz Esmer), Lynne Rienner Publishers, Colorado, ss. 9-32.
- Özbudun, E. (1975). Türkiye’de Sosyal Değişme ve Siyasal Katılma. Ankara: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları.
- Kışlalı, A. T. (2002). Siyaset Bilimi. Ankara: İmge Kitabevi.
- TEMİZEL, Metehan (2012). Türkiye’de Seçmen Davranışlarında Sosyo-Psikolojik, Kültürel ve Dinsel Faktörlerin Rolü: Kuramsal ve Ampirik Bir Çalışma. Konya: Selçuk Üniversitesi.
- FİLİZ, Uğur (2019). Seçmen Davranışını Etkileyen Sosyo-Psikolojik Faktörler: Pamukkale Üniversitesi Örneği. Denizli: Pamukkale Üniversitesi.
Similar Posts:
- Ezgi Büyükkayın Yazdı: “Sandığa Giderken”
- Ezgi Büyükkayın Yazdı: “Hangi Demokrasi?”
- İrem Yılmaz Yazdı: “SİYASET PSİKOLOJİSİ VE ÖZ YETERLİLİK”
- İrem Yılmaz Yazdı: “Siyaset Psikolojisinde Travmalarla Etnik Kimlik Sorunu”
- Uğur Erülker Yazdı: “Taliban’ın Gölgesinde(n) Ufku Düşlemek”