GenelYazılar

Cemil Öz Yazdı: “TÜRK YARGISININ KORONAVİRÜS (COVID-19) İLE İMTİHANI”

Nisan ayı itibariyle dünya genelinde Koronavirüs (Covid-19) salgın hastalığının bulaştığı 3.5 milyon insan ve 1 milyondan fazla iyileşmiş vaka yanında yaklaşık 250 bin kişinin de hayatını kaybettiği bir salgınla karşı karşıyayız.

Bu durumun tüm ulusların gündelik yaşamı belirli ölçülerde engellediği gibi hukuksal ilişkileri ve yargısal süreçleri de etkilemesi kaçınılmazdır.

Salgın sürecinde vergi ve su, elektrik, doğalgaz faturalarının gelmeye devam etmesi, zaten borç batağında geçim sıkıntısı çeken vatandaşın kredi kullanmasının teşvik edilmesine, 20 yaş altı ve 65 yaş üstü kişilerin sokağa çıkmasının yasaklanmasına kadar Anayasa Mahkemesi’ne dava konusu olan ve fakat yaraya merhem olmayan çeşitli uygulamalara gidildi.

Salgının ekonomik etkileri açısından yapılan bir değerlendirmede; 2019’da % 3’e yakın büyüyen dünya ekonomisinin, 2020’de yarım puan hız kaybederek ancak yüzde 2,4 büyüyebileceği, Türk ekonomisininde buna benzer tablodan hareketle 2019’da %13,7 oranında gerçekleşen işsizliğin 2020’de daha da artacağı düşünülebilir.

Nüfusun büyük kısmının “gününü ancak kurtarabildiği” toplumumuzda, dar gelirli vatandaşlarımızın mevcut süreçte yaşadığı ve yukarıdaki bağlamda ileride yaşayacağı ekonomik sıkıntılar, hukuksal hak kayıpları yanında, alınan tedbirlerin iş sağlığı ve güvenliği açısından çalışanların yeterince korunmadığı görülüyor.

Bu dönemde sistem tarafından destek görmeyen bir meslek grubu da avukatlar olmuştur. Adliyelerin bir nevi kapandığı, icra iş ve işlemlerine devam edilemediği, duruşmaların en az 3 ay ertelendiği, buna karşın standart giderlerin ödenmeye devam edildiği bir durumda, salgının avukatları oldukça olumsuz etkilediği izahtan varestedir.

Görülen o ki en iyi ihtimalle Haziran 2020 ayı sonuna doğru belki normalleşmeye başlayacak bu süreçte, salgının Türk yargısı üzerindeki olumsuz etkileri neler olabilecektir?

Kamuoyu ile paylaşılan en güncel 2018 istatistik verileri itibariyle [1] Türk yargı sisteminde; Yargıtay, Danıştay, Bölge Adliye Mahkemleri ve Adli Yargıda görev alan toplam 6.076 cumhuriyet savcısı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Bölge Adliye ve İdare Mahkemeleri, Adli ve İdari yargıdaki 13.794 hakim,  baroya kayıtlı116.779 avukat, 1.857 noter ve 66.689 Adalet Bakanlığı personeli [2]görev almaktadır.

Ne var ki bu büyük teşkilat yapısına karşın halkın yargıya güveni 2018 yılında %38.1 gibi oldukça yetersiz bir oranda kalmıştır.[3]

Türkiye’de yargıya olan güveni güçlendirmek, mahkeme ve savcılıkların verimliliğini arttırmak için 2019 yılı içinde Adalet Bakanlığı’nca yargıda hedef süre uygulamasına geçilmiş, ilgili yönetmelikte hedef süre “soruşturma, kovuşturma veya yargılamaların tamamlanmasında gözetilen, ilgilileri için hak doğurmayan, yargısal süreçleri iyileştirmeyi amaçlayan süre” olarak tanımlandı.

Hedef süre, soruşturma işlemlerinde ( savcılıklar ) suç şüphesinin yetkili mercilerce öğrenildiği tarihten soruşturmayı bitiren karara kadar, kovuşturma veya yargılamalarda ise (ceza, hukuk, idari ve vergi mahkemeleri) dosyanın mahkemesine geldiği tarihten  gerekçeli kararın yazımı ile son bulduğu tarihe kadar ki süre olarak belirlenmiştir. Belirlenin sürelerin aşılması durumunda gecikme nedenlerinin titizlikle ve doğru şekilde bildirilmesi istendi.

Mart 2020 başında Türkiye gazetelerinde “Koronavirüs (Covid-19) Çin’in Wuhan kentinden tüm dünyaya yayıldı ve binlerce kişinin ölümüne yol açtı”  başlıklı haberler yer almaya başladı.

11 Mart 2020 günü sağlık bakanı Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Dün bir vatandaşımızın test sonucu pozitif çıkmıştır. İzole ve gözlem altındadır ” şeklindeki beyanı ile ülkemizin Covid-19 ile resmi mücadelesi başlamış oldu.

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nce Bölge Adliye ve İdare Mahkemesi Başkanlıkları ile Cumhuriyet Başsavcılıklarına (adliyelere) gönderilen 17/03/2020 tarihli Koronavirüs (Covid-19) hakkında alınacak tedbirler başlıklı yazısında :

“Koronavirüs (Covid-19) olarak bilinen solunum yolu bulaşıcı hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 9 Mart 2020 tarihli raporuna göre 100’den fazla ülkede 109 bin teyit edilmiş küresel vakayla kayıtlara geçmiştir. DSÖ tarafından, Corona Virüs için 2 Mart 2020 tarihinde küresel risk seviyesi “yüksekten”, “çok yüksek” seviyesine çıkarılmış, ayrıca “Uluslararası Kamu Sağlığı Acil Durumu” ilan edilmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğince yargı mercilerine iletilen yazıda; “Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Koronavirüs Bilim Kurulu’nun önerileri kapsamında; yargılama faaliyetlerinin yürütülmesinde herhangi bir soruna sebebiyet vermemek amacıyla, tutuklu işlere yönelik soruşturma ve kovuşturmalar ile ivedi sayılacak diğer hususlar haricinde duruşma ve keşiflerin ertelenmesi ile gerekli görülen hâllerde SEGBİS uygulaması kullanılması hususunun mahkemelerimizce değerlendirilmesi, mezkûr Kurulun önerileri doğrultusunda yeni tedbirlerin hayata geçirilmesi için gerekli dikkat ve özenin gösterilmesi” ibareleri yer aldı.

Böylelikle Mart 2020 ayının ortalarından itibaren mahkemeler kurdukları ara kararlar ile duruşmalardan el çekmeye başladılar.

Salgın nedeniyle alınan tedbirler kapsamında Hakimler Savcılar Kurulu’nun 23/03/2020 tarihli yazısı[4] ile; “Acil ve tutuklu işler ile yürütmenin durdurulması istemlerinin yerine getirilmesi için yeteri kadar hâkimin komisyon başkanınca, yeteri kadar Cumhuriyet savcısının ise başsavcı tarafından belirlenerek, (her birimden yeterince nöbetçi mahkeme ve Cumhuriyet savcısı uygulaması yapılmak suretiyle) geri kalan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının UYAP imkânlarından faydalanarak evden çalışmalarının sağlanması” istendi. Bu suretle adli – idari yargıda görev alan binlerce hakim ve savcının mesaisi düzeni olmusuz etkilendi.

25.03.2020 tarihli 7226 sayılı kanunla, çok küçük istisnalar hariç bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler ve duruşmalar, yani yargı sistemimiz, 30 Nisan 2020’e kadar durduruldu. Cumhurbaşkanlığı kararıyla da bu süre 15 Haziran 2020 tarihinde dek uzatıldı.

Bu tarihe dek bir değişiklik olmaz ise en az 3 aylık bir süre boyunca hukuk sistemimizin deyim yerinde ise ‘çalışamamasının’ savcılık ve mahkemelerimiz üzerinde olumsuz etkileri neler olabilir ?

Bu noktada Adalet Bakanlığı Adli Sicil Ve İstatistik Genel Müdürlüğü 2018 yılı Adli İstatistiklerine başvurduk. Bu verileri incelemeden önce temel kavramlar üzerinde durmak gereklidir.

Savcılık ve mahkemelere devamlı yeni dosya/olay intikal eder, yeni davalar ve soruşturmalar açılır bunlara yıl içinde gelen dava/dosyaya denir. Savcılık ve mahkemelerde o yıl sonuçlanmayarak takip eden yıla devredenlere bir sonraki yıla devreden dava/dosyaya denir. Teknik anlamda, yüksek mahkemelerden bozularak tekrar yargılama yapılmak üzere mahkemesine ‘iade edilen’ dosyalar ile geçen yıldan ‘devreden’ veo yıl ‘yeni açılan’ dava ve dosyalar ilgili birimin o yılki iş durumu oluşturur. 

Savcılık soruşturmaları[5] açısından 2011 – 2018 adli istatistik kayıtları incelendiğinde;

Tablo A-1 Adlî Yargıda Savcı Başına Düşen Dosya Sayıları, TÜRKİYE (2011-2018)
    Geçen         Bir Yıl İçinde  
    Yıldan         Savcının Çıkan  
    Devren Yıl İçinde Cumhuriyet Bir Savcıya Yıl İçinde Yıl İçinde Dosyaların  
  Adlî Yargı Gelen Gelen Başsavcılıklarına Düşen Çıkan Çıkardığı Gelen Reel
  Savcı Dosya Dosya Toplam Gelen Dosya Dosya Dosya Dosyalara Çalışma
Yıllar Sayısı Sayısı Sayısı Dosya Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Oranı (%) Oranı (%)
                   
2011 4.288 2.838.097 3.211.933 6.050.030 1.411 3.012.471 703 49,8 93,8
2012 4.407 3.037.472 3.285.925 6.323.397 1.435 3.003.292 681 47,5 91,4
2013 4.431 3.320.121 3.396.679 6.716.800 1.516 3.201.721 723 47,7 94,3
2014 5.043 3.515.085 3.470.733 6.985.818 1.385 3.344.363 663 47,9 96,4
2015 4.622 3.641.466 3.542.108 7.183.574 1.554 3.441.635 745 47,9 97,2
2016 4.671 3.741.942 3.656.674 7.398.616 1.584 3.131.871 670 42,3 85,6
2017 4.320 4.266.724 4.212.831 8.479.555 1.963 3.647.276 844 43,0 86,6
2018 5.571 4.832.305 4.419.903 9.252.208 1.661 4.216.520 757 45,6 95,4

Not: Adlî yargı savcılarını kapsamaktadır. Reel Çalışma Oranı: Yıl içinde çıkan dosya sayısının yıl içinde gelen dosya sayısına oranı.

                                                                               “Adli İstatistikler 2018”, s.24

2011 yılında yürütülen 6.050.030 adet soruşturma evrakı[6] var iken, 2018 de sayı 9.252.208’e yükselmiştir.

2011 yılında 4288 savcı 3.012.471 soruşturmayı karara çıkartmış[7] iken 2018 de toplam 5712 savcının karara çıkarttığı dosya sayısı 4.216.520 dir.

2011 yılında bir savcıya ( yıl içinde ) düşen soruşturma sayısı 1411 iken 2017 yılında bu rakam 1963’açıkmış; 2018 yılında 1661 olarak gerçekleşmiştir.

2011 yılında bir savcı bir soruşturmayı 340 günde tamamlayabiliyorsa da 2018 de bu süre 411 güne çıkmıştır.[8]

Salgın nedeniyle alınan tedbirler kapsamında  H.S.K. tarafından (her birimden yeterince nöbetçi mahkeme ve Cumhuriyet savcısı uygulaması yapılmak suretiyle) geri kalan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının UYAP imkânlarından faydalanarak evden çalışmalarının sağlanması”gerektiği bildirildiğinden[9] çok sayıda savcının mesai düzenin olumsuz etkilendiği malumdur. Hal böyle iken; eldeki veriler ışığında Türk Yargı Sisteminde soruşturma yürüten savcıların soruşturmayı karara çıkartamayacakları için kısa dönemde olmasa da gelecek dönemlerde iş yüklerinin daha da artacağı düşünülebilecektir.

Salgın nedeniyle alınan tedbirler kapsamında Hakimler Savcılar Kurulu’nun 23/03/2020 tarihli yazısı[10] ile; “Acil ve tutuklu işler ile yürütmenin durdurulması istemlerinin yerine getirilmesi için yeteri kadar hâkimin komisyon başkanınca, yeteri kadar Cumhuriyet savcısının ise başsavcı tarafından belirlenerek, (her birimden yeterince nöbetçi mahkeme ve Cumhuriyet savcısı uygulaması yapılmak suretiyle) geri kalan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının UYAP imkânlarından faydalanarak evden çalışmalarının sağlanması” istendi. Bu suretle adli – idari yargıda görev alan binlerce hakim ve savcının mesaisi düzeni olumsuz etkilendi.

Türk Yargısı sistemimizde; ‘adli tatil’, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar. Usul hukukunun bir gereği olan adli tatil süresi olan altı haftalık süre içinde istinnalar hariç çalışmaya ara verilmesi, yargı mensupları için zorunludur.

Hal böyle iken; adli tatil nedeniyle yıl içinde tam kapasite ancak onbuçuk ay çalışan adliye teşkilatının, Koronavirüs tedbirleri nedeniyle 2020 yılı içinde fiili çalışma süresinin fiilen yedibuçuk aya düştüğü gerçekçi bir tespittir.

Koronavirüs sonrası süreçte normalleşmenin de belirli bir zaman alacağı hesaplanırsa 2020 yılı için adli yargı teşkilatının kapsasitesinin ancak yarıya yakın gerçekleşeceği düşünülebilecektir.

Her ne kadar 2011 yılından günümüze değin yargı sisteminde görev alan savcılarımızın sayısı 4288’den 5571’e yükselerek gözle görülür bir iyileşme sağlanmış olsa bile savcı kadrosundaki artışın mevcut iş durumunun 2011 yılına göre yaklaşık %50 artmasının altında kaldığı  görülmektedir.

Yargıya olan güveni güçlendirmek, mahkeme ve savcılıkların verimliliğini artırmak için ölçme ve değerlendirme ölçütleri olan; geçen yıldan devreden dosyasının azalması, savcı başına düşen dosya sayısı, yıl içinde çıkan dosya sayısı gibi kıstaslarında bir değişikliğe gidilmeyeceğine göre;

Yukarıda açıklanan ve alınmak zorunda kalınan tedbirler nedeniyle; 2020 yılı içinde yıl içinde çıkan dosya sayısına bağlı olarak 2021’e devreden dosya sayısının artacağı[11], bu nedenle Koronavirüs sonrası dönemde her bir savcıya düşen dosya sayısını artacağı, artan iş yükünün soruşturmanın süresini[12] uzatacağı gibi iade edilen iddianame[13] sayısını da arttırabileceği, bu suretle soruşturma evresinde ulaşılmak istenilen hedefi olumsuz etkileyeceği akla gelmektedir.

Adlî yargı ( hukuk – ceza ) açısından 2011 – 2018 adli istatistik kayıtları incelendiğinde;

Tablo A-2 Adlî Yargıda Hâkim Başına Düşen Dosya Sayıları, TÜRKİYE (2011-2018)
    Geçen           Bir Yıl İçinde  
    Yıldan       Bir   Hâkimin Çıkan  
    Devren Yıl İçinde Bozularak   Hâkime Yıl İçinde Yıl  İçinde Dosyaların  
  Adlî Yargı Gelen Gelen Gelen Mahkemelere Düşen Çıkan Çıkardığı Gelen Reel
  Savcı Dosya Dosya Dosya Gelen Toplam Dosya Dosya Dosya Dosyalara Çalışma
Yıllar Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Dosya Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Oranı (%) Oranı (%)
                     
2011 5.294 2.534.393 3.405.342 121.229 6.060.964 1.145 3.619.455 684 59,7 106,3
2012 5.494 2.441.316 3.304.863 231.581 5.977.760 1.088 3.750.085 683 62,7 113,5
2013 6.173 2.227.902 3.398.527 187.742 5.814.171 942 3.611.138 585 62,1 106,3
2014 6.841 2.210.819 3.510.752 195.164 5.916.735 865 3.675.306 537 62,1 104,7
2015 6.587 2.240.911 3.536.519 170.004 5.947.434 903 3.629.823 551 61 102,6
2016 7.724 2.317.702 3.451.873 161.860 5.931.435 768 3.295.126 427 55,6 95,5
2017 6.708 2.636.475 3.384.362 210.211 6.231.048 929 3.393.341 506 54,5 100,3
2018 8.229 2.837.427 3.588.281 207.130 6.632.838 806 3.665.661 445 55,3 102,2
Not: Adlî yargı hakimlerini kapsamaktadır.    Reel Çalışma Oranı: Yıl içinde çıkan dosya sayısının yıl içinde gelen dosya sayısına oranı.

Adli İstatistikler 2018”, s.25

2011 yılında adli yargıda görülen toplam 6.060.964 dosya var iken yıllar içinde dosya sayısı artan salınımla 2018 de  6.632.838’e ulaşmıştır.

2011 de 5294 hakim 3.619.455 dosyayı karara çıkartmış iken 2018 de toplam 8229 hakimin karara çıkarttığı dosya sayısı 3.665.661 olmuştur. Bu noktada hakim sayısının gözle görülür oranda artışına karşın karara çıkan dosya sayısının aşağı yukarı aynı kaldığı görülmektedir.

2011 yılında bir hakime düşen dosya sayısı 1145 iken 2017 yılında bu rakam 929’ainmiş; 2018 yılında daha da inerek 806 olarak gerçekleşmiştir.

Bu verilerden hareketle, 2011 yılından günümüze yargı sisteminde hakim sayısının, iş artışının üzerinde arttığı fakat karar çıkan dosya sayısının aynı kaldığı görülmektedir.

Ceza mahkemelerinin 2011 – 2018 adli istatistik kayıtları incelendiğinde

Ceza Mahkemelerinin 2011 – 2018 adli istatistik kayıtları incelendiğinde
                                                                      Gelen         Karara    
                Bağlanan    
                Dosyaların    
            Yıl İçinde   Gelen Bir Sonraki Ortalama
  Geçen Yıldan Yıl İçinde   Bozularak   Karara   Dosyalara Yıla Görülme
Yıllar Devren Gelen Açılan D Gelen Toplam Bağlanan D Oranı  (%) Devreden Süresi (Gün)
                     
2011 1.431.197 1.601.859 100 63.847 3.096.903 1.760.476 100 56,8 1.336.427 291
2012 1.336.374 1.698.439 106 145.381 3.180.194 2.042.675 116 64,2 1.137.519 229
2013 1.137.714 1.553.836 97 94.246 2.785.796 1.743.048 99 62,6 1.042.748 231
2014 1.045.198 1.486.296 93 92.151 2.623.645 1.618.250 92 61,7 1.005.395 231
2015 1.005.129 1.469.410 92 81.646 2.556.185 1.560.520 89 61 995.665 231
2016 995.703 1.328.140 83 82.694 2.406.537 1.324.153 75 55 1.082.384 274
2017 1.082.755 1.421.877 89 132.219 2.636.851 1.408.367 80 53,4 1.228.484 281
2018 1.228.196 1.601.160 100 102.217 2.931.573 1.615.463 92 55,1 1.316.110 276

“Adli İstatistikler 2018”, s.48

Ceza mahkemelerinin son on yıllık çalışma trendine bakıldığında; gelen dava sayısında azalma olduğu görülmektedir. 2009 yılında ceza mahkemelerine dava sayısı 2.949.079 iken, %0,6′ lık azalma ile 2018 yılında 2.931.573 olmuştur.

Yine Ceza Mahkemelerinin son on yıllık çalışma trendine bakıldığında; 2017 yılına göre bir davanın ortalama görülme süresi azalarak 2018 yılında 276 gün olarak tespit edilmiştir.

Hukuk mahkemelerinin 2011 – 2018 adli istatistik kayıtları incelendiğinde

Hukuk Mahkemelerinin 2011 – 2018 adli istatistik kayıtları incelendiğinde
                                                                 Gelen         Karara    
                Bağlanan    
                Dosyaların    
            Yıl İçinde   Gelen Bir Sonraki Ortalama
  Geçen Yıldan Yıl İçinde Bozularak     Karara   Dosyalara Yıla Görülme
Yıllar Devren Gelen Açılan Gelen Toplam D Bağlanan D Oranı  (%) Devreden Süresi (Gün)
                     
2011 1.103.196 1.803.483 57.382 2.964.061 100 1.858.979 100 62,7 1.105.082 214
2012 1.104.942 1.606.424 86.200 2.797.566 94 1.707.410 92 61 1.090.156 232
2013 1.090.188 1.844.691 93.496 3.028.375 102 1.868.090 100 61,7 1.160.285 213
2014 1.165.621 2.024.456 103.013 3.293.090 111 2.057.056 111 62,5 1.236.034 207
2015 1.235.782 2.067.109 88.358 3.391.249 114 2.069.303 111 61 1.321.946 218
2016 1.321.999 2.123.733 79.166 3.524.898 119 1.970.973 106 55,9 1.553.925 248
2017 1.553.720 1.962.485 77.992 3.594.197 121 1.984.974 107 55,2 1.609.223 283
2018 1.609.231 1.987.121 104.913 3.701.265 125 2.050.198 110 55,4 1.651.067 283

Adli İstatistikler 2018”, s.151

Hukuk mahkemelerinin son on yıllık çalışma trendi incelendiğinde; gelen dava sayısında artış olduğu görülmektedir. 2009 yılında hukuk mahkemelerine gelen dava sayısı 2 746.968 iken, %34,7′ lik artış oranı ile 2018 yılında 3.701.265 olmuştur.

Hukuk mahkemelerinin son on yıllık çalışma trendine bakıldığında; 2013 yılından beri bir hukuk davasının ortalama görülme süresi hiç azalmamış, 2018 yılında 283 gün olarak tespit edilmiştir.

Tablo 3-2 Dosya Sayıları, MAHKEME (2018)
Mahkeme Türü Geçen Yıldan Devren Gelen Yıl İçinde Açılan Bozularak Gelen Toplam Yıl İçinde Karara Bağlanan Karara Bağlanan Dosyanın Gelen Dosyaya Oranı (%) Bir Sonraki Yıla Devreden Ortalama Görülme Süresi (Gün)
Asliye Ticaret 138.218 96.087 5.758 240.063 94.455 39,3 145.608 521
Asliye Hukuk 596.153 491.211 48.939 1.136.303 525.302 46,2 611.001 408
İş 351.507 162.339 26.310 540.156 204.628 37,9 335.528 629
İcra Hukuk 85.550 201.793 6.780 294.123 198.656 67,5 95.467 160
Sulh Hukuk 194.154 673.901 6.285 874.340 661.357 75,6 212.983 109
Kadastro 17.439 6.599 1.608 25.646 9.080 35,4 16.566 708
Tüketici 77.913 56.991 2.429 137.333 64.607 47,0 72.726 437
Aile 142.935 294.039 6.271 443.245 288.387 65,1 154.858 182
Fikri ve Sinai Haklar Hukuk 5.362 4.161 533 10.056 3.726 37,1 6.330 500
Toplam 1.609.231 1.987.121 104.913 3.701.265 2.050.198 55,4 1.651.067 283

Adli İstatistikler 2018”, s.142

2018 yılı için hukuk mahkemelerinde açılan dava türleri dikkate alındığında, iş durumunun yaklaşık yarısını oluşturan asliye ticaret ve iş mahkemelerinde açılacak davaların Koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan hukusal sorunlarla doğru orantılı olarak artması beklenmektedir.

Tablo 3-3 Dosya Sayıları Artış Oranları, MAHKEME (2017-2018)
GELEN KARARA BAĞLANAN BİR SONRAKİ YILA DEVREDEN
Mahkeme Türü 2017 2018 Artış (%) 2017 2018 Artış (%) 2017 2018 Artış (%)
Asliye Ticaret 231.080 240.063 3,9 92.864 94.455 1,7 138.216 145.608 5,3
Asliye Hukuk 1.073.466 1.136.303 5,9 477.285 525.302 10,1 596.181 611.001 2,5
İş 557.986 540.156 -3,2 206.469 204.628 -0,9 351.517 335.528 -4,5
İcra Hukuk 282.695 294.123 4,0 197.136 198.656 0,8 85.559 95.467 11,6
Sulh Hukuk 806.469 874.340 8,4 612.363 661.357 8,0 194.106 212.983 9,7
Kadastro 25.290 25.646 1,4 7.859 9.080 15,5 17.431 16.566 -5,0
Tüketici 196.989 137.333 -30,3 119.074 64.607 -45,7 77.915 72.726 -6,7
Aile 408.957 443.245 8,4 266.020 288.387 8,4 142.937 154.858 8,3
Fikri ve Sinai Haklar Hukuk 11.265 10.056 -10,7 5.904 3.726 -36,9 5.361 6.330 18,1
Toplam 3.594.197 3.701.265 3,0 1.984.974 2.050.198 3,3 1.609.223 1.651.067 2,6

“Adli İstatistikler 2018”, s.143

2018 yılı hukuk mahkemeleri genelinde, bir önceki yıla göre toplam gelen dosyalarda %3,0, karara bağlanan dosyalarda %3,3, bir sonraki yıla devreden dosyalarda ise %2,6 oranında artış olduğu görülmüştür. Tüketici ve iş mahkemelerinde gelen dosya sayısının azaldığı tespit edilmektedir.

Tablo 3.2-13 İş Mahkemesi Dosya Sayıları, TÜRKİYE (2011-2018)
Yıllar Geçen Yıldan Devren Gelen Yıl İçinde Açılan Bozularak Gelen Toplam D Yıl İçinde Karara Bağlanan D Bir Sonraki Yıla Devreden Karara Bağlanan Dosyanın Gelen Dosyaya Oranı (%) Ortalama Görülme Süresi (Gün)
2011 195.550 141.783 11.466 348.799 100 142.825 100 205.974 40,9 488
2012 205.971 128.867 20.518 355.356 102 154.144 108 201.212 43,4 483
2013 201.309 179.556 26.121 406.986 117 189.551 133 217.435 46,6 381
2014 217.340 177.267 30.283 424.890 122 186.096 130 238.794 43,8 417
2015 238.792 188.436 28.756 455.984 131 197.990 139 257.994 43,4 431
2016 257.993 241.856 22.686 522.535 150 209.486 147 313.049 40,1 434
2017 313.040 227.449 17.497 557.986 160 206.469 145 351.517 37,0 530
2018 351.507 162.339 26.310 540.156 155 204.628 143 335.528 37,9 629

“Adli İstatistikler 2018”, s.193

Koronavirüs salgını nedeniyle en çok ücretli kesimin mağduriyet yaşayacağı, bozulan ekonomik hayatla birlikte iş mahkemelerinde açılacak davaların artması beklenmektedir. Her ne kadar zorunlu arabuluculuk sistemi ile son yıllarda iş mahkemelerinde görülen davaların artış hızının önüne geçilmiş ise de yaşanan süreçte işçi ve işveren taraflarının uzlaşmaya ne kadar yakın olabilecekleri tartışmalıdır. Her halükarda sürecin İş Mahkemelerin iş durumunu olumsuz etkileyeceği, artan dosya sayısına bağlı olarak da 2018 yılı için 629 gün olarak gelirlenen Ortalama Görülme Süresinin daha da uzayacağı anlaşılmaktadır.

“Adli İstatistikler 2018”, s.142

2018 yılı hukuk mahkemeleri dosyalarının ortalama görülme sürelerini gösteren grafik incelendiğinde; icra hukuk, sulh hukuk ve aile mahkemeleri ortalama görülme sürelerinin, hukuk mahkemeleri genel ortalama görülme süresi olan 283 günün altında yer aldığı, diğer mahkemelerin ise bu ortalamanın üzerine çıktığı görülmektedir. Yukarıda da ifade edildiği gibi salgın nedeniyle yaşanan hukusal sorunlarla ilgili özellikle asliye ticaret ve iş mahkemelerinde açılacak davaların sayısının artması ile genel ortalama görülme süresinin[14] uzayacağı izahtan varestedir.

İdari yargı açısından

Tablo B-1 İdari Yargıda Hakim Başına Düşen Dosya Sayıları, TÜRKİYE (2011-2018)
Yıllar İdari Yargı Hakim Sayısı Mahkemeler Gelen Dosya Sayısı Bir Hakime Düşen Dosya Sayısı Karara Bağlanan Dosya Sayısı Bir Hakimin Yıl İçinde Karar Verilen Dosya Sayısı Karara Bağlanan Dosyanın Gelen Dosyaya Oranı (%)
2011 895 584.963 654 415.672 464 71,1
2012 877 533.426 608 405.791 463 76,1
2013 909 579.036 637 414.644 456 71,6
2014 1.147 582.183 508 434.139 378 74,6
2015 1.125 639.988 569 471.726 419 73,7
2016 1.547 786.644 508 576.725 373 73,3
2017 1.562 814.718 522 627.249 402 77,0
2018 1.703 736.809 433 541.466 318 73,5

Adli İstatistikler 2018”, s.256

İdari Mahkemelerin (bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri) son on yıllık çalışma trendine bakıldığında; her ne kadar toplam gelen dava sayısında artış ile 2009 yılında İdari Yargı Mahkemelerine gelen toplam dava sayısı 515 918 iken, %42,8′ lik artış ile 2018 yılında 736 809 şeklinde gerçekleşmiş ise de bir hakime düşen dosya sayısının azalan bir salınımla oldukça olumlu seviyeye geldiği görülmektedir.

İcra daireleri açısından

Tablo 4-3 Dosya Sayıları, TÜRKİYE (2011-2018)
Yıllar   Geçen Yıldan Devren Gelen Yıl İçinde Açılan Toplam   D Sonuçlandırılan İşlemden Kaldırılan Toplam D Bir Sonraki Yıla Devreden
2011 14.520.454 6.252.008 20.772.462 100 1.282.592 5.435.748 6.718.340 100 14.054.122
2012 14.001.472 7.005.302 21.006.774 101 1.441.197 4.572.590 6.013.787 90 14.992.987
2013 14.997.769 6.841.054 21.838.823 105 1.481.081 4.680.294 6.161.375 92 15.677.448
2014 15.677.451 8.147.313 23.824.764 115 2.104.849 4.708.510 6.813.359 101 17.011.405
2015 17.011.496 9.166.411 26.177.907 126 2.643.582 5.451.688 8.095.270 120 18.082.637
2016 18.082.658 8.863.894 26.946.552 130 2.388.817 5.168.247 7.557.064 112 19.389.488
2017 19.389.501 8.647.237 28.036.738 135 2.481.184 5.150.943 7.632.127 114 20.404.611
2018 20.404.259 9.323.253 29.727.512 143 2.567.570 5.500.925 8.068.495 120 21.659.017

“Adli İstatistikler 2018”, s.227

İcra dairelerinin son on yıllık çalışma trendine bakıldığında; her yıl artan bir salınımla hem ‘geçen yıldan devreden’ hem de icra dairelerindeki ‘toplam dosya’ sayısında yükseliş yaşanmıştır.

SONUÇ:

Ceza ve hukuk mahkemelerinden oluşan adli yargıda, 2011 de 5.294 hakim 3.619.455 dosyayı karara çıkarttığını, 2018 de 8.229 hakimin karara çıkarttığı dosya sayısının 3.665.661 olduğunu, hakim sayısının gözle görülür oranda artışına karşın karara çıkan dosya sayısının aşağı yukarı aynı kaldığını ifade etmiştik.

Adli yargıda bir hakime düşen dosya sayısı açısında2011 yılında sayı 1.145 iken 2017 yılında bu rakam 929’ainmiş; 2018 yılında daha da inerek 806 olarak gerçekleşmiştir.

Yukarıdaki bu olumlu tablonun hukuk mahkemelerine neden yansımadığı ilgi çekici bir sorudur. Çünkü son on yıllık süreçte ceza mahkemelerine gelen dava sayısı azalmış, hukuk mahkemelerinde ise hem gelen dava sayısı[15] hem de ortalama görülme süresinin artmıştır. Bu durum son yıllarda yeni açılan mahkemelerin genellikle ceza mahkemesi olması ile açıklanabilir.

Konunun giriş kısmında, gerek adliyeler kapsamında alınan tedbirler gerekse de Koronavirüs sonrası süreçte normalleşmenin de belirli bir zaman alacağını bu suretle 2020 yılı için adliyelerin kapasitesinin belki yarısını kullanabileceğini ifade etmiştik.

Duruşmaların en az 3 ay belki daha uzun süre ile ertelenmesıne bağlı olarak; icra dairelerinde ciddi sorunlarla karşılaşabileceği, buna karşın ceza, hukuk ve idare mahkemelerinde farklı sonuçlarla karşılaşılacağı düşünülebilir.

Birer hukuk mahkemesi olan asliye ticaret ve iş mahkemelerinin iş durumlarının artacağı, hem buna bağlı olarak hem de duruşmaların uzun süre ertelenmesi nedeniyle davaların görülme sürelerinin uzayacağı anlaşılmaktadır.

Son on yıllık süreçte ceza mahkemelerine gelen dava sayısının azalması hem de çok sayıda yeni açılan ceza mahkemesinin bulunduğu da dikkate alındığında salgın sonrası ceza yargılamasının, hukuk yargılamasına göre çok daha az etkilenebileceği, belki bir miktar davaların görülme süresinin uzayabileceği, buna karşın idari yargının da çok fazla olumsuz etkilenmeyeceği düşünülmektedir.

Yine yukarıda değindiğimiz gibi Koronavirüs sonrası dönemde her bir savcıya düşen dosya sayısını artacağı, artan iş yükünün soruşturmanın süresini ve soruşturma evresinde ulaşılmak istenilen hedefi olumsuz etkileyeceği açıktır.

Belki de Koronavirüs salgını nedeniyle yargı teşkilatı içinde en olumsuz etkilenecek birim icra daireleri olacaktır. Cumhurbaşkanlığı kararıyla 15 Haziran 2020 tarihinde dek bazı istisnalar haricinde tüm icra takip ve işlemlerinin durdurulmasının icra dairelerinde yaratacağı “biriken iş yığılmalarına” ek olarak ekonomik hayatta yaşanan bir takım sıkıntılar sonucu ortalamanın üzerinde seyredecek şekilde kişi ve şirketlerin alacaklarını icra takibine koyacağı bu durumun özellikle büyük şehirlerde icra dairelerini daha çok zorlayacağı öngörülebilir.

Her ne olursa olsun Koronavirüs (Covid-19) salgınının yargıya olan güveni güçlendirmek, icra daireleri, mahkeme ve savcılıkların verimliliğini artırmak için alınan tedbirleri olumsuz etkileyeceği, geçen yıldan devreden dosyaların ve hakim savcı başına düşen dosya sayısının artmasına ve tüm bu durumun yargılamaların uzamasına neden olacağı açıktır.

Avukat Cemil ÖZ


[1] Adalet Bakanlığı Adli Sicil Ve İstatistik Genel Müdürlüğü “Adli İstatistikler 2018” verileridir

[2] Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü personelini kapsamamaktadır.

[3] 11. Kalkınma Planının ele alındığı Plan Bütçe Komisyonu’nun son toplantısında Cumhurbaşkanı Yardımcısı yasaların herkese tarafsız ve adil uygulandığını düşünenlerin oranının %38 olduğunu bildirmiştir.

[4] COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik İlave Tedbirler ile ilgili 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesine atıf yapılmıştır.

[5] Soruşturma : Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden, iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade eder. (5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 2)

[6] Soruşturma evrakı : Savcılıkta soruşturma evresindeki dosya.

[7] Soruşturmanın bir karara bağlanmasıdır. Ceza davasının açılması veya takipsizlik kararları vs gibi.

[8] Faili meçhul dosyalarında arındırılmış hali için bakınız Adalet Bakanlığı Adli Sicil Ve İstatistik Genel Müdürlüğü “Adli İstatistikler 2018”, s.42 ( Buna göre 2011 yılında bir savcı bir soruşturmayı 89 günde tamamlayabiliyorsa da 2018 de bu süre 158 güne çıkmıştır.

[9] H.S.K. Genel Sekreterliği’nin 23.03.2020 tarihli “COVID-19 Kapsamında İlave Tedbirler” başlıklı duyurusu.

[10] COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik İlave Tedbirler ile ilgili 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı genelgesine atıf yapılmıştır.

[11] Bir sonraki yıla devreden : Savcılık ve mahkemelerde bir önceki yıl sonuçlanmayarak bir sonraki yıla devreden dava/dosya sayısını gösterir.

[12] Ortalama görülme süresi (Gün): Evrakın Başsavcılığa gelişi ile Başsavcılıktan çıkışı arasında geçen zaman olarak hesaplanmıştır.

[13] İddianamenin iadesi: Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı olan iddianamenin cumhuriyet başsavcılığına iadesine ilişkin verilen karardır (5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 174).

[14] Ortalama görülme süresi (Gün): Evrakın Başsavcılığa gelişi ile Başsavcılıktan çıkışı arasında geçen zaman olarak hesaplanmıştır. (faili meçhul dosyalar için ortalama bekleme süresi olarak adlandırılmıştır.)

[15] Hukuk mahkemelerinin son on yıllık çalışma trendi incelendiğinde; gelen dava sayısında artış olduğu görülmektedir. 2009 yılında hukuk mahkemelerine gelen dava sayısı 2 746.968 iken, %34,7′ lik artış oranı ile 2018 yılında 3.701.265 olmuştur

Similar Posts:

Loading

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir